Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Bugün bir hükümet sistemi problemi çektiğimiz apaçık ortadadır, bu çok nettir. Ne parlamenter sistemdeyiz ne yarı başkanlık sistemindeyiz ne de başkanlık sistemindeyiz. Tarifinde bile zorlandığımız bir hükümet sistemiyle karşı karşıyayız” dedi.
Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsünde (TODAİE) düzenlenen “Yerel Yönetimlerde Hizmet Sunum Yöntem Arayışı Çalıştayı”na, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, TODAİE Genel Müdürü Onur Ender Aslan, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürü Ömer Doğanay, Tekirdağ Valisi Enver Salihoğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel katıldı.
Soylu, buradaki konuşmasında, cumhuriyetin tam bağımsızlık ve egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ülküsü üzerinden kurulduğunu hatırlattı.
21. yüzyılda olunduğunu anımsatan Soylu, şunları söyledi:
“Şunu çok net şekilde ifade edebilir ki, cumhuriyet tarihinde tam bağımsızlığımıza ve yine ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ lafına en yakın olduğumuz noktadayız. Bu noktaya kolay gelmedik. Bu topraklarda hep şununla karşılaştık, irtica, istila ve bölünme. Hep bu korkular üzerinden, bu korkuların oluşturduğu süreçler üzerinden Türkiye yönetilmeye çalışıldı. Vesayetlerle yönetilmeye çalışıldı. Kuralları tercih ettiler, bu kurallar üzerinden ülkemizin insanını ürkütmeye, korkutmaya, sindirmeye çalıştılar. Tüm bunların tamamını siyaseti pasifize etmek için, bazen bürokrasiye ayar ve şekil vermek, bazen tüm bunların tamamını, ülkemizin düşünen beyinlerini, yarınlarına katkı sunmak isteyen insanları ötekileştirmek için kullandılar. sistematik hale getirdiler, sistematik hale getirdikten sonra da ülkemizin içerisinde bulunduğu enerjiyi, Türkiye’nin yarınlarına yönelik o büyük anlayışı, çağın ruhuna uygun atmamız gereken adımları, en önemlilerinden bir tanesi belkide her gün ihtiyaç duyduğumuz reformları kendi gündemimiz olmaktan çıkardılar bizi başka gündemlerin, çatışmaların esiri haline getirmeye çalıştılar. Onun için içinde bulunduğumuz 21. yüzyıl bizim için çok önemlidir.”
Bakan Soylu, 21. yüzyılın başından itibaren öz güven devrimi, büyük bir değişim, demokrasi ve kalkınma devrimini yakaladıklarını ifade etti.
Demokrasinin önemine değinen Soylu, eski Başbakanlardan Adnan Menderes’in köylerle şehirleri, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın otobanlarla büyükşehirleri bir araya getirdiğini anlattı.
Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da 72 vilayeti bölünmüş yollarla birbirine bağlayarak bir aklın, istikrarın, yönün çizilmesi sürecini ortaya koyduğunu söyledi.
Reformların çağın ruhuna uygun olması gerektiğine dikkati çeken Soylu, “Doğumuzdan nitelik, batımızdan da insan kaynağı açısından nicelik olarak üstünüz. Biz bunu yönetmekle meşgulüz, yönetmek zorundayız. Bu sadece bizim bugünkü vazifemiz ve görevimiz değildir bugünkü sorumluluklarımızın da karşılığı değildir. Bu, büyük emaneti bize yakışır şekilde geleceğe teslim etmenin sorumluluğudur. Reformdan ve değişimden korkmamalıyız” diye konuştu.
Kamu personel reformunun en temel ihtiyaçlardan biri olduğuna işaret eden Soylu, bunun karşılıklı diyalog içerisinde konuşarak ve tartışarak çözülmesi gerektiğini dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Bugün bir hükümet sistemi problemi çektiğimiz apaçık ortadadır, bu çok nettir. Ne parlamenter sistemdeyiz ne yarı başkanlık sistemindeyiz ne de başkanlık sistemindeyiz. Tarifinde bile zorlandığımız bir hükümet sistemiyle karşı karşıyayız. Yine hepimizin üzerinde tartıştığı kamu personel rejimiyle karşı karşıyayız. Büyük devrimler reformlar gerçekleştirdiğimiz ama yine gerçekleştirmek sorunda olduğumuz sosyal güvenlik sistemiyle karşı karşıyayız. Bunlar bizim mecburiyetlerimizdir. Bu toplumun bütün fertleri hep birlikte bu mecburiyetlerimizi büyük değişimlerle reformlarla gerçekleştirerek geleceğin Türkiyesi’ni inşa eder pozisyonu almalıyız.”
“‘Üç ay sonrasını göremiyorum’ diyen TÜSİAD başkanlarının olduğu bir memleketteydik biz” diyen Soylu, “Bugün sosyal güvenlik sistemi içerisinde ‘Acaba daha iyiyi nasıl yapabiliriz’ diye düşünüyoruz. Ama bu, statükoyla olmaz, bürokratik direnişle de olmaz” ifadesini kullandı.
Bakan Soylu, kamu bürokrasisinin elde ettiği bütün tecrübenin, bilginin reformlara tahvil edilmesi gerektiğine, bunun üzerinden 2023, 2053 ve 2071 ve daha ötesi hedeflere ulaşılması için gereken iddiaların ortaya konulmasının önemine işaret etti.
Soylu, TODAİE’nin bir çok meseleye el atması gerektiğini, hükümet sistemleri konusunda da bir çalışmanın başlaması konusunda karar alındığını belirtti.
Milletin arzusunu, istikametini ortaya koyma konusunda hiçbir zaman çekinceli davranmadığını ifade eden Soylu, “Bizim bir inancımız var. Bir günümüzün bir günümüze eşit gelmemesi olmaması lazım geldiğini bize anlatan bir inancın da mensuplarıyız. Sınamalara tabi tutuluyoruz. İnsanlık olarak da sınamalara tabi tutuluyoruz. Suriyeli kardeşlerimiz buraya geldi diye, cami önlerinde bulunuyorlar diye, elektrik ışıklarında bazı çocuklar orada bulunuyorlar diye ‘aman bunları buradan kaldırın’ diyenlerin de var olduğu sınamalara tabi tutuluyoruz. Biz böyle bir ülke değiliz. Biz böyle de bir millet değiliz. Bizim anlayışımız da böyle değildir” sözlerine yer verdi.
Osmanlı-Rus savaşını hatırlatan Soylu, “Osmanlı-Rus harbinden bize tevarüs edenlere sırtımızı dönmedik. Bugün bu ülkede Gürcü, Çerkez, Abaza varsa, bizim bu topraklarla karşı karşıya kaldığımız o büyük emanetin bir sonucu olarak vardır. 1923’ten sonra mübadelede Selanik’ten eğer bizim dostlarımız burayı kendilerine yurt etmişlerse, bu toprakların ve bu medeniyetin bize bıraktığı emanetler de vardır. Rahmetli Menderes, Balkanlar’da çoluk çocuğuna taciz edenlere karşı ‘Siz bizim memleketimizin evlatlarısınız’ deyip buraları onlara yurt etmişse bu anlayışla beraber demektir” dedi.
Soylu, AK Parti hükümetlerinin insanı merkeze alan temel politika yürüttüğünü söyledi.
“Millet, 1 Kasım’da bir sözleşmenin altına imza attı”
Bütün sosyal güvenlik sisteminin, çalışma hayatının ve diğer reformların ortaya konulduğu süreci sürdürülebilir kılmak zorunda olduklarına değinen Soylu, “Millet bu konuda karar vermiştir. Millet, 1 Kasım’da bir sözleşmenin altına imza attı. ‘Evet, önerileriniz tarafımızdan kabulümüzdür. Yol sizindir ve bunları gerçekleştirin. Hedeflerinize ulaşın’ demiştir. Kimse demokrasiyi hafife almasın. Kimse de milleti hafife almasın. Millet en büyük şuradır. O şuranın verdiği karar aslında kendisini de içinde barındırdığı çok önemli bir sürükleyicilik ortaya koyar” ifadesinde bulundu.
Türkiye’nin en temel devrimlerinden birinin Büyükşehir Yasası anlatan Soylu, şöyle dedi:
“Burada sadece kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmak anlamında bir şey söz konusudur dersek, meselenin bazı noktalarını eksik bırakmış oluruz. Denetim sadece bürokratik bir denetim değildir. Denetim sadece bir kamu denetimi de değildir. Asli denetim, milletin denetimidir. Burada özellikle bu denetimi millete havale eden ve dar alanda milletin bu denetiminin etkin ve verimli olmasını sağlayan demokrasinin bütün kurallarını ve bütün yaptırımlarını ortaya koyabilen bir anlayışı gerçekleştirmektedir. Elbette ki, etki analizlerini hep beraber tartışacağız. Uygulamada ortaya çıkan aksaklıkların hep beraber konuşulabileceği, belki bölgesel farklılıkların, nüfus yoğunluğu farklılıklarının ortaya çıkardığı sonuçların burada hep birlikte analiz edileceği bir tartışmayı bugün ve yarın gerçekleştireceğiz. Yetkin kurumların, uzman kişilerin kendi akıl süzgeçleriyle beraber oluşturacakları ortak akıl platformuna Türkiye’nin bugün her günden daha fazla ihtiyacı vardır.”
Soylu, çalıştayın, yerel yönetime, kamu hayatına ve millete hayır getirmesini diledi.
“Araştırma projelerine ayrıca önem veriyoruz”
TODAİE Genel Müdürü Aslan, kurumun bu ay yerel yönetimlere ilişkin 3. çalıştayını düzenlediğini belirtti. Enstitünün tarihine ve çalışmalarına ilişkin bilgi veren Aslan, araştırma projelerine ayrıca önem verildiğini ifade etti.
Kurumun geçen yıl ve bu yıl bütçesinin yüzde 20’sinin araştırmaya ayrıldığını ifade eden Aslan, bütçenin gelecekte daha çok artacağına inandığını dile getirdi.
Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel de Büyükşehir Yasası’nın bir çok nimetlerinin görüldüğünü söyledi.
Çalıştay, yarın sona erecek.