İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun belediyelerde yürütülen terör soruşturmalarıyla ilgili basın açıklaması
İçişleri Bakanı Soylu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kendisini arayarak bir konuda yardım istediğini belirtti. Açıklamalara sosyal medya hesabından yanıt veren İmamoğlu, “Bu kuyruklu bir yalan” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da düzenlediği basın toplantısında belediyelerde yürütülen terör soruşturmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Bakan Soylu geçtiğimiz günlerde İBB’de personel olarak çalışan bazı kişilerin terörle bağlantısı bulunduğunu açıklamıştı.
İmamoğlu’na yanıt verdi
Akabinde İçişleri Bakanlığı, İBB’ye yönelik terör soruşturması başlattı.
Bakan Soylu yaptığı basın toplantısında, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘terör’ soruşturmasıyla ilgili yaptığı açıklamaya da yanıt verdi
“İmamoğlu saygılarını sunarak beni aradı”
Bakan Soylu, “Birtakım siyasal saiklerle ve siyasal baskılarla Avrupa’dan ve Türkiye’den bize geri adım attırmaya çalışanlar elbette başarılı olamazlar. İmamoğlu, bizatihi saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana belli bir konuda ‘CHP Genel Merkezi zaten beni sevmiyor, ne olursunuz bana bu konuda yardımcı olur musun?’ diye bir ricası da olmuştur. Ama ‘Kanun ne gerekiyorsa onu yaparız’ dedik ve yaptık. İşine geldiğinde alttan almasını bileceksin, diğer taraftan dönüp hakaret edeceksin.
“Böyle bir ikiyüzlülüğün sahibi olmadık”
Bu iki yüzlülüktür. Bunu tarihin akışına bırakıyorum. Ömrümüz boyunca böyle bir ikiyüzlülüğün sahibi olmadık. Allah da muhafaza etsin böyle bir iki yüzlülükten. HDP’yi ve PKK’yı takip ettiğimiz için belediyelerde ne olduğunu biliyoruz. ‘Biz bu insanları işe almadık’ diyebilirler mi? İlişkiyi kiminle kurdunuz? Terör örgütü PKK, yıllardır elinde bulundurduğu belediyeler vasıtasıyla dağda etkisiz hale getirilenlerin kardeşlerini, akrabalarını ve yakınlarını belediyelerde işe alıyor. Bahsettiği Arif Yıldırım başından beri bu ekibin içindedir. Sonradan atanma söz konusu değildir. Bu da yalandır.” ifadelerini kullandı.
“Bu kuyruklu bir yalan”
Bakan Soylu’nun açıklamaları devam ederken Ekrem İmamoğlu sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu.
İmamoğlu şu ifadelere yer verdi:
“Bakan Soylu “Saygılarımla” diyerek kendisini aradığımı ve yardım istediğimi söylemiş. Bu kuyruklu bir yalan! İstihbarat sende, telefon takibi sende, tüm bilgilere erişme gücün var. Bunu ispat edersen ben, edemezsen sen istifa etmelisin. Hodri meydan.”
“Masa dışında 2 kez telefonla görüştüğüm doğrudur”
Bunun üzerine açıklamalarını televizyon ekranlarından sürdüren İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Kendisi ile bir kez masada toplantı yaptım. Masa dışında 2 kez telefonla görüştüğüm doğrudur. Birinde benim çalışma arkadaşlarıma ayar verme girişiminde kendisine haddini bildirdim. Bir de İSKİ’ye bir geçiş izni için aradım. Her ikisinde de gerekli cevabı verdim. Hiçbir belgemize cevap veremedi. Ey sayın Bakan, sana tavsiyem pılını pırtını topla evine git kardeşim.”
“Tarihin en başarısız belediye başkanı”
Yaşanan diyalog sonrası Bakan Soylu’nun diğer açıklamlarından satır başları şu şekilde:
“Elbette ki belediye başkanlarının da sorumluluğu var. Kamuyu teröre alet etmeme sorumluluğu var. İBB Başkanı’nın sabah yaptığı açıklama. Sürekli terlemiş, alnını silmek zorunda kalmış. Kaybettiği itibarı, hizmet yapamadığı için, kendi işiyle meşgul olamadığı için, tarihin en başarısız belediye başkanı olarak nitelendirilen, İETT otobüslerini çalıştırmaktan, çöp toplamaktan yoksun. Böyle bir belediye başkanı hizmet açığını kapatabilmek için geçen gün karşı karşıya kaldığı yargı kararından bulamadığı mağduriyeti buradan bulmaya çalışacak.
“Dağdaki teröristleri biz işe almadık diyemedi”
Bizim 9 Aralık 2021’de dile getirdiğimiz ve soruşturmaya başladığımız iddianın bu sabah ikrarını yapmış, kabul etmiştir. Söyledikleri çok nettir. Terör örgütü üyeleri buraya girmemiştir dememiştir. KHK ile işten çıkarılanları tekrar işe aldık, yalandır diyemedi. Dağdaki teröristleri, devlete girmesi yasak olanları biz işe almadık diyemedi. Bunların hepsi İBB’ye alındı. Bizim kabahatimiz ne? 9 Aralık 2021’de bütçe görüşmeleri esnasında hayatı yalanla malum olan Özgür Özel bir sataşmada bulundu. Siz belediyelerin terör örgütlerine teslim edildiğini söylediniz, yalan söylediniz dedi. Siz İBB’ye 557 terörle irtibatlı insan aldınız dedim. Ortalık birden sustu. Ardından istihbarat elimizde olduğu için soruşturma başladı.
“Soruşturmayı sadece İBB’ye yapmadık”
Biz şehit ailesi alıyoruz ya kamuya, terör örgütü PKK da elindeki belediyeler vasıtasıyla dağda eleman olanların ve etkisiz hale getirlenlerin akrabalarını belediyelere alıyor. Biz bunları biliriz. Biz bunları HDP’yi ve PKK’yı iyi takip ettiğimiz için biliriz. Biz bunları almadık diyebilirler mi? İlişkiyi kimle kurdunuz? Sabah yaptığı açıklamada bunları almadım diyemedi. AYM şunu iptal etti, kanunlar böyle oldu, onun için ben araştırmaları yapma görevi bana ait değil dedi. Biz bu soruşturmayı sadece İBB’de yapmdık, tüm belediyelerde konunun üzerine gittik. Soruşturulan dönem içerisinde 25 bin 361 kişi alındı işe. 1668 kişi bunların içerisinden araştırıldı. Bunun 1163 kişisi hakkında hepsinde irtibat var. Kimisi KHK ile atılmış, kimisinin yakını dağda.
“505 kişi İmamoğlu döneminde alındı”
1163 kişi hakkında irtibat var ama belediyede işe girmeye engel olmadığı için incelemeye alınmadı. Basın toplantısında bahsettiği kendisinden öne alınanlar da var. 505 kişinin tamamı kendi döneminde alınmış ve kayıtları kamu görevi yapmasına engel kişiler. 505 kişinin tamamı terörle irtibat ve iltisaklı olduğu için kamu görevinin yapılmasına engel durum teşkil eden kişilerdir. Sabah çok yalan dinlediniz, bunları tek tek anlatacağım. Sabah bu insanları almadık diye bir cümle kurmadı. Biz ne yaptık, geçen yıl bu tarihten itibaren 1 yıl soruşturma yaptık. Bu soruşturmayı 8 kişilik bir müfettiş heyeti ile yaptık. İddia edildiği gibi ekibin sorumlusu ve ekibi yöneten biri yok. En kıdemli olan koordinasyonu sağlar. Herkesin kendi sorumluluğu vardır. 8 kişi başladı, 4.5 ay sonra bir müfettiş insani bir durumla kendi arkadaşlarıyla bir değerlendirme yaparak tedavisi için İzmir’e döndü. 7 kişi görevine devam etti. Burada da bir istismar var. Arif Yıldırım başından beri bu ekibin içerisindedir. Sonradan atanma söz konusu değildir. Arif bey 33 yıldır meslektedir.
“Bu süreci araştırmak bizim sorumluluğumuzdu”
Bu soruşturmaya itiraz ediyorsun da İETT ile milyonlarca liralık yolsuzluğu içeren soruşturmalara neden en ufak bir ses çıkarmadın. Çünkü neler yaptığınızı en iyi siz biliyorsunuz. Bizim görevimiz bu soruşturmaları yapıp yargıya havale etmektir. Bu soruşturmanın sonucunda tespitlerimiz oldu. Atma yetkimiz olsa atardık. Ancak kanunun verdiği böyle bir yetki yok. Bu kadar insan bu belediyeye girdi, siz bunları hangi saikle aldınız. Bunları siz hangi yetenekleri dolayısıyla aldınız. Bir CV bile istemediniz mi? Kendi müteahhitlik şirketine elemanları böyle mi alıyorsun? AYM kararından bahsediyorlar. Biz devletin hiçbir birimine eleman almadık mı? Her dönemin kendine ait bir mekanizması vardır.
Bu süreci araştırmak bizim sorumluluğumuzdu. Benden önceki dönemde de bu vardı diyor. Bu soruşturma 3 yıl yapıldı. 1668 kişinin 1427 kişisi İmamoğlu döneminde, 191’i mevlüt Uysal, 50 kişi de geçici İstanbul Valisi’nin (Ali Yerlikaya) vekalet ettiği dönemde alındı.Uysal ve Yerlikaya döneminde alınanların işe girme engeli olmadığı görülmüş. İmamoğlu döneminde alınanların 922 kişinin istihbari kayıtları görülmüş, terör irtibatları var. Ama işe girmeye engel durumları olmadığı görülmüş. Meseleyi kendini kurtarmak için İBB’ye yasladığı 505 teröristi örtbas edebilmek için 3-5 aklıevvelin söylediği sözlere dayanak teşkil ederek benden önceliler de yaptılar demek aymazlıktır. İnsanın biraz yüzü olur ve utanır. terinizi silersiniz ama yüzünüzün karalığını silemezsiniz. Bu 505 kişi İmamoğlu döneminde alınmış ve işe girmelerinde engel bir durum söz konusudur.
“Dosyalarını İBB’den aldık”
Siz ihraç edilenleri kamu gömleği giydirerek işe aldınız. 1678 kişiden bilgimiz yok diyor. Koskoca bir yalan olduğunu söylemeliyim. İnsanın biraz yüzü kızarır. İstanbul gibi manevi iklimi de tarihi sorumluluğu da olan bir belediyenin başkanının, bu kadar insanın oyu ile koltuğa oturanın sorumluluğu vardır. Biz 505 kişinin kişisel dosyalarını kimden aldık. İBB’den aldık. Kimi soruşturduğumuz belli. 25 bin 361 kişinin hepsini soruşturmadık. 505 kişinin terörle bizatihi irtibatlarına bakıldı ve dosyaları İBB’den istendi. Ben bilmiyorum demek, bunlardan haberim yok demek yalanın kuyruklusudur. Yine daha önce bir yalan daha var. Bunlarla ilgili ne sorumluluğum olabilir diyosunuz. Daha önce 2-3 kişiyi işten attığınızı söylüyorsunuz. Bu İBB’nin iradesidir. Neden terör irtibatlılar için bunu yapmadınız?
“3 ayrı soruşturma var”
Bütün hepsini tespit edebilirdim diyor. 2017-2018’de işe alınanları ben ettim diyorsun. Bu kadar kişiden senin de 2-3 kişi olsa tolare edilebilir. Demek ki atma yetkin var.
Sorumluluğunu örtbas edemezsin. Hukuken de kanunen de oraya ait. Biz güvenlik soruşturması istendiğinde bize veririz. Bizden istenir biz göndeririz. Sen o sorumluluğu birlikte almışsın. Bir soruşturma yok 3 soruşturma yok. DİADER soruşturması yargıda yürüyor, onunla ilgili neden konuşmuyorsun? 3 soruşturma da terörle ilgili. Belediyeye gassal olarak girmiş çıkmış.
“Ortaya koyduğumuz mücadele hoşuna gitmiyor”
Biz 9 Aralık’ta bu olayı izah ettikten sonra değerlendirme komisyonu kuruldu. Baktı ki mesele farklı noktaya gidecek, kurmadıkları komisyon kuruldu. Kurduğu değerlendirme komisyonunun almamasını söylediği kişileri de almışlar. Hepsi raporda var. Değerlendirme komisyonunun kurulması müfettiş incelemesi başladıktan sonradır. Bunu da kendisi sabah söyledi. İSKİ ve İETT’de vardı, diğerlerinde de kurduk dedi. Bir önceki mahkemede olduğu gibi alenen yargıyı tehdit etti. Eğer bu terör soruşturmasını açarsanız gökkubbeyi başınıza yıkarım. Soruşturmayı açacak ben değilim. Biz dosyayı yargıya gönderdik, bundan sonraki karar yargınındır. Şöyle diyebilir daha sonra bu lafı yargıya değil Süleyman Soylu’ya söyledim. Bunu rahat biz şekilde yüzü kızarmadan söylüyor. Burada bizim terörle mücadelemiz hoşuna gitmiyor. Ortaya koyduğumuz mücadele hoşuna gitmiyor. Bu olabilir. Bütün bunlarla ilgili bizi Cumhurbaşkanımıza şikayet ediyor. Bir tek şeyi yapmıyor, kendi işini. Bu bir güvenlik sorunu diyor.
“O koltuk onu taşımayacak”
Hayatı ikiyüzlülük olduğu için bunu söyleyemez. Bir telefon görüşmesi daha yaptık, onu da bana İçişleri Bakanı böyle böyle söyledi diye. İnsan hangi koltuğa gelirse gelsin o koltuk onu taşımayacak. Şafak Duran. Bizim bu kişi hakkında ne yapmamız lazım? Ne olduğu belli, 2016 yılında PKK/KCK’ya katılım yaptı. İBB’de çalışırken o katılımı tespit edildi, başka bir işlemden gözaltına alındı. Serbun Yurtsever. İstanbul Personel Yönetim AŞ’de. Ev cihazları teknikeri. Benim evime gelebilir, sizin evinize gelebilir. 2014’te PKK/KCK kırsal alanına katılım yaptı. Örgütün gençlik yapılanmasıyla birçok illegal faaliyeti tespit edildi.” ifadelerini kullandı.