Gazze’de yaşanan insanlık dramıyla ilgili olarak bütün dünyayı vicdana çağırdıklarını dile getiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Bu konuda İsrail devletine uluslararası toplumun yapacağı baskıyla bunun sonlanacağını düşünüyoruz” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, cuma namazını Selimiye Camii’nde kıldıktan sonra Arasta ve Alipaşa çarşılarındaki esnafı ziyaret etti, vatandaşların Ramazan Bayramını kutladı.
Soylu, Alipaşa çarşısında gazetecilerin, “Paralel yapıyla ilgili gözaltılar var. Operasyonlar devam edecek mi” sorusu üzerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin göçertilmeye çalışıldığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin yöneticilerinin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını belirten Soylu, şöyle konuştu:
“Bu bir plan ve program dahilinde gerçekleştirilmiştir. 21. yüzyılda herkesin gözüne baka baka bin yılık bir devleti ve ondan önceki bize sirayet eden bütün gelenekleri ortadan kaldırmaya çalışanlara karşı eğer devlet tarafsız kalırsa ve bu konuda adım atmaktan uzak durursa bu yanlış olur. Gerek 17 Aralık gerekse 25 Aralık operasyonları uluslararası tezgahlarda dokunmuş, Türkiye ‘de işlenmiş ve Türkiye’nin hem geleceğini hem özgürlüğünü hem bir arada yaşama anlayışına kastetmiş operasyonlardır. Bu operasyonlara karşı bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti ve bu aziz büyük millet, kendini koruma hakkını ortaya koymaktadır. Bunu hiç kimse yanlışa anlamasın.”
Soylu, gazetelerinden kendini acındırarak mesaj verenlerin hedeflerine ulaşamadığını ve yakalandığını ifade ederek, “Hukuk içerisinde bu siyasi darbeyi ve hukuk kılıfı konularak gerçekleştirilmek istenen darbeyi, bu her türlü spekülasyonla gerçekleştirilmeye çalışılan darbeyi, Türkiye Cumhuriyeti devleti de bu büyük millet de bertaraf edecektir” diye konuştu.
“Paralel yapı örgüt organizasyonu”
Soylu, 30 Mart seçimlerinde çözüm süreci ve paralel yapıyla mücadele konularını içine alan iki temel meselenin olduğunu söyledi.
Paralel yapı örgüt organizasyonu içerisinde tek bir kişi kalana kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuki mücadelesinin devam edeceğini anlatan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Başka bir şey daha söyleyeyim, dün Devlet Bahçeli’nin hiçbir devlet adamına ve siyasiye yakışmayacak ifadeleri vardı sayın Başbakanımızın karşısında. Anlaşılıyor ki ramazan ayı kendisini çok etkilemiş. Bir doktora görünsün, belki oruç tutmaması veya bu konuda kendisine bir takım sıhhi tertibatlar konusunda önerilerde bulunurlar ama benim gördüğüm başka bir tehlikesi var Devlet Bahçeli’nin. Gördüğüm tehlikesi şu, içine Kılıçdaroğlu kaçmış. Yani maalesef o Kılıçdaroğlu’nuiçerisinden çıkarırsa, normalleşirse, zannediyorum bu konuda Türkiye’nin siyaseti için çok daha iyi bir anlayış söz konusu olabilir. Çünkü daha önce içine bir Rahşan Hanım kaçmıştı 99’da, 2002’de bedelini ödedi. Bu millet ona ödetti ama anlaşılıyor ki oradan bir ders çıkarmamış. Bu millet kendisiyle beraber olanı her zaman ödüllendirir, kendisine karşı pusu ve tezgah içerisinde olanlara da hiç bir şekilde affedici olmaz.”
İsrail’in Gazze’ye saldırıları
Soylu, bir gazetecinin İsrail’in Gazze saldırılarını sorması üzerine, bütün dünyanın önünde bir vahşet sergilendiğini söyledi. İsrail devletinin “bir cinnet hali içerisinde” olduğunu belirten Soylu, şunları anlattı:
“Bugüne kadar dünyanın, uluslararası toplumun görmediği kadar büyük bir katliama İsrail devleti öncülük yapıyor. Uluslararası toplum ve dünyanın sayılı güçleri bu konuda hala İsrail devletinin yanında saf tutuyor. Dünya devletlerinin İsrail’e karşı tutumunu anlayabilmek mümkün değil. Halkların yaşam hakkının elinden alınması, insanlık dışı bir hadise.”
Soylu, vicdanı olan herkesin saldırılara karşı değerlendirme yaptığını ifade etti. Bütün dünyayı vicdana çağırdıklarını dile getiren Soylu, şöyle devam etti:
“Bu konuda İsrail devletine uluslararası toplumun yapacağı baskıyla bunun sonlanacağını düşünüyoruz. Bu konuda Türkiye bütün diplomatik çabalarını ortaya koymaktadır ve buna devam etmektedir. Burada İsrail devleti gözü kararmış bir şekilde maalesef orada çocukları, kadınları ve mazlumları katletmektedir. Bu zulmün devam etmesi mümkün değildir. Buna ses çıkarmayan dünyadaki güçlü ülkelerin liderleri de kendi halklarına verebilecek hakları söz konusu değildir.”
Soylu, İsrail’in katliamlarına seyirci kalanların katliama ortak olarak adledileceğini, sessiz kalanların da kendi toplumları tarafından demokratik cezalara çarptırılacağını vurguladı.
“Musevilere yönelik konuyu çarpıtmaya çalışanlar var”
Soylu, İsrail’in Gazze saldırılarını, Türkiye içerisindeki Musevilere yönelik çarpıtmaya çalışanlar olduğunu söyledi.
Türkiye’nin baştan bu yana açıklamalarının “İsrail devletine” yönelik olduğunu anlatan Soylu, şunları kaydettiı:
“Özellikle biz yüzlerce yıl birlikte yaşadığımız Türkiye’deki Museviler konusunda kendi insanımızla aynı noktayı düşünmek mecburiyetindeyiz. Biz bir ağacın hep beraber dallarıyız. O açıdan 77 milyonun her ferdi, her bir kişisi Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve bu aziz milletin aziz emaneti içerisindedir. Hiç kimsenin bu konuda bir spekülasyona, manipülasyona uğraması düşünülemez. Bu vesileyle de inşallah kendi ülkemizde bulunan Musevilere de herhangi bir endişe ve tedirginlik içerisinde olmamaları lazım geldiğini, tam tersi insanlık noktasında Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşları oldukları için aynı pencereden baktığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.”