AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Türkmenler’in, yeni söylenişiyle Türkler’in, 2 bin yıllık tarihi herkesi korkutuyor. Türkmenler’in medeniyet inşa edici melekelerinin yeniden harekete geçmesinden korkuluyor” dedi.
Eresin Otel’de, Dünya Türkmenleri Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen, Dünya Türkmenlerinin Genel Sorunları Sempozyumu’nda konuşan Soylu, Türkmenler’in yeniden tarih sahnesine çıktığını ifade ederek, Türkmenler’i, Türk milletinin kök hücresinin, mülkiyetinin, tarihsel mirasının sahibi olarak tanımladı.
Anadolu coğrafyasının 11. yüzyıldan 20. yüzyılda kadar Batılı haritalarda “Türkmenya” olarak geçtiğini kaydeden Soylu, şunları söyledi:
“Yanlış bir terminoloji dillimize yerleşmiş veya yerleştirilmiştir. Tarihte bize, Gazneliler’den Selçuklular’dan, Anadolu’yu fetheden Alparslan’dan bahsederler, fakat bunların Türkmen olduklarından bahsetmezler. Osmanlı gibi bir cihan devletinin ve onun padişahlarının büyük Türkmen geleneğinin bir parçası olduğu, neredeyse çekinilerek söylenir. ‘Osmanlı, bir Türkmen devletidir’ gerçeğini öğrenmek için tarihçilere soru sormanız, neredeyse bir itiraf almanız lazım. Bunun elbette birçok nedeni vardır. Bir Türkmen devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşadığı sosyolojik evreler, aldığı göç dalgaları ve kötü tarih eğitimi ve hatta belli dönemlerde tarihimize yönelik soğuk bakışlar, bunun nedenleri arasında sayılabilir. Türkmenler’in, yeni söylenişiyle Türkler’in, 2 bin yıllık tarihi herkesi korkutuyor. Türkmenler’in medeniyet inşa edici melekelerinin yeniden harekete geçmesinden korkuluyor. Yeni bir fetih çağından, gönülleri fetih çağından korkuyorlar. Türkmenler’den söz ederken bir etnik gruptan söz etmiyoruz, kendimizden, medeniyetimizden söz ediyoruz.”
Dünyadaki Türkmenler’in önemli sorunları olduğuna dikkati çeken Soylu, Kuzey Irak’ta yaşan Türkmenler’in büyük sorunları olduğunu, Saddam Hüseyin döneminde zulme uğrayan Türkmenler’in işgal döneminde tapu, nüfus ve mezarlıklarına saldırılar gerçekleştirildiğini, bu saldırıların amacının Türkmenler’e ait izleri yok etmek olduğunu vurguladı.
Soylu, Kerkük sorununun halen çözülemediğine işaret ederek Türkiye’nin iki grup baskısı altında kalan Türkmenler için daha açık bir garantörlük üstlenmesini ve Anadolu Türkmen şuurunun devreye sokulmasını istedi.
Türkiye’deki birçok üniversitede Türkmen gençlerinin eğitim gördüğünü hatırlatan Soylu, bunun yeterli olmadığını, daha çok Türkmen gencinin eğitim alması, etkin bir burs sistemi kurulması gerektiğini vurguladı.
Soylu, Türkmen topluluklara yardım etmenin Türkiye Cumhuriyeti’nin asli görevi olduğunu kaydederek, “Ayrıca bu ilginin yakın vadede Türkiye’nin toplam gücüne katacağı katkıyı hem şimdi hem de gelecekte görmek mümkündür. Türkmeler kendi yaşadıkları bölgelerde giderek etki unsuru haline geldiler. Suriye ve Irak’taki Türkmen kardeşlerimiz, yeniden tarihin huzuruna çıkmıştır. Afganistan Türkmenleri, büyük Türkistan coğrafyasının mazlumları olarak bizden el uzatmamızı bekliyor. İnşallah o çare elimiz, onlarla birlikte olacaktır” diye konuştu.
“Batı, kendi geliştirdiği demokrasi gibi değerlerine ihanet ediyor”
Dünyayı 400 yıldan beri Batı medeniyetinin yönettiğini dile getiren Soylu, şöyle konuştu:
“400 yıldır dünyayı yöneten Batı’nın elinden bugün iktidar kaymaktadır. İktidarın gittiği yer bugün Doğu’dur, Ortadoğu’dur. İlk kez 450 yıl sonra tarihin bütün fırsatı bu coğrafyanın kucağında oturmaktadır. Bugün Batı’nın, Mısır ve Filistin’de, Suriye’de Esed’in ahlaksızca insafsızca katlettiği 100 binin üzerindeki insana olan duyarsızlığını böyle görmek gerekir. Batı maalesef tarihi ve ontolojik korkularından hareketle yeniden para ve din unsuruna sığınmıştır. Batı, bunun tam anlamıyla kıskacından çıkamamaktadır. Mısır’ı sadece Mursi, demokrasi ve sandık meselesi olarak görmek doğru değildir. Mısır, bugün Batı’nın karşı karşıya kaldığı bir korkunun tezahürüdür. Batı, kendi geliştirdiği demokrasi gibi değerlerine ihanet ediyor. Tarih onu, bu ihaneti, korku ve meseleye din açısından baktığı için yargılayacaktır. Cici Batı’nın foyaları ortaya çıkmıştır.”
Soylu, Türkiye’nin Suriye’de çıkar temelli bir politika izlemediğini, böyle bir politika ortaya konulması halinde 3.5 milyar olan dış ticaret hacminin 10-15 milyara ulaşabileceğini dile getirdi.
Yaklaşık 5 bin tarihi eserin 2002 yılından bu yana restore edildiğini anlatan Soylu, Türkiye’nin dış Türkler konusunda harcadığı paranın 1 milyar 250 bin lira olduğunu aktardı.
Konuşmaların ardından sempozyumun ilk bölümünde Afganistan ve Irak Türkmenleri’nin, ikinci bölümünde ise Suriye ve İran Türkmenleri’nin genel sorunları tartışıldı.
Sempozyuma, Cumhurbaşkanı Abdulah Gül’ün başdanışmanlarından Erşat Hürmüzlü, Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Karacan, Dünya Türkmenleri Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Seraceddin Mahdum ve çok sayıda Türkmen katıldı.