AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, ”21. yüzyıl Türkiye için kucaklaşma yüzyılı olmalıdır. Sadece Anadolu’da değil, etrafındaki bütün ülkelerle kucaklaşma yüzyılı olmalı, Türkiye’nin değer transferi yüzyılı olmalıdır” dedi.
Soylu, İnsani Değerler Derneği ve Demokraside Birlik Vakfı’nca düzenlenen etkinlikte, ”Türkiye, Dünya Vizyonu ve İnsan” konulu bir konferans verdi.
20. ve 21. yüzyıllar karşılaştırılırken dikkatli analizler yapılması gerektiğini belirten Soylu, küresel güç eksenlerinin, ekonomik algıların bu dönemde değiştiğini, eskinin sömürge toplumlarının bile birer aktör haline geldiğini anlattı.
Bugün dünyada bambaşka bir bakış olduğunu ifade eden Soylu, bunun egemen güçlerin tepeden getirdiği bir toplum mühendisliğinin sonucu olmadığını, dünyanın ihtiyaçlar üzerinden yönetsel algılarını belirlemesiyle ortaya çıktığını söyledi.
Dünyanın artık tek ya da çift kutuplu olmadığını, pek çok küresel aktörün ortaya çıktığını dile getiren Soylu, ”Enerji yatağı sayılan Hazar’dan Ortadoğu’ya kadar neredeyse petrol ve doğalgazıyla dünyanın ve Avrupa’nın bütün enerjisini sağlamaya yönelik adımlarını atan ve burada kendi yatakları ve zenginlikleri olan Ortadoğusuz ve bunun tam merkezinde olan Türkiyesiz bir dünya düşünemeyiz” dedi.
Soylu, Türkiye’nin dünyayı bu süreçte iyi algılaması, eldeki fırsatları iyi yönetmesi geleceği iyi kurgulaması gerektiğini belirtti.
”Bu süreçten kaçınmaları mümkün değil”
21. yüzyılda toplumların, sanayi toplumunun kendisini tek tipleştirdiği anlayıştan uzaklaşarak, daha hareketli, dünyayı daha anlayan, küreselleşmenin, iletişimin, etkileşimin ortaya koyduğu anlayışla birlikte yepyeni bir sürece doğru ilerlediğini anlatan Soylu, ”Türkiye ve çevresindeki ülkelerin, dünyanın bütün ülkelerinin bu süreçten kaçınmaları mümkün değildir” diye konuştu.
Soylu, 21. yüzyılın başında gerçekleşen küresel ekonomik kriz, tsunami nedeniyle Fukuşima’daki nükleer santralde sızıntı olması ve Arap Baharı’nın, 21. ve 22. yüzyıl algısını değiştirdiğini söyledi.
Süleyman Soylu, ”Türkiye, şu anda bir geçiş anı yaşayan dünyanın en stratejik yerinde ve en stratejik bölgesindedir. Türkiye, 21. yüzyılda dünyada ülkeler arasında en önemli denge unsuru olabilecek ülkelerden bir tanesidir” değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa’nın küresel güç merkezi olma vasfını Ortadoğu, Asya ve Pasifik’e doğru kaybettiğini, dünyanın merkezinin buraya doğru kaydığını ifade eden Soylu, Türkiye’nin 21. yüzyılda dünyadaki bu en etkin yolun tam göbeğinde olduğunu söyledi.
Karlofça Anlaşması’ndan itibaren girilen gerileme sürecinin psikolojik etkilerinin Cumhuriyet’in ilk yılları, 1950-1960 arası dönem ve 1983’ten sonraki 3-4 yıllık dönem dışında silinmediğini anlatan Soylu, ”İlk kez 21. yüzyılın başından itibaren sıçrayan, ilk kez önemli bir şekilde ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel hatta medeniyet aklı olarak kendisini bir noktaya taşıyan süreç yaşıyoruz” dedi.
”Kucaklaşma yüzyılı olmalı”
Hem siyasal aklın hem ekonomik aklın hem de yumuşak güç aklının iyi şekilde oluşturulması gerektiğini belirten Soylu, ”Onun için 21. yüzyıl başından itibaren Dersim ile Türkiye’yi yüzleştirmeye çalışan bir anlayış uygulanmaktadır. Çünkü bizim ülkemizin Alevilerine ihtiyacımız var. Bu medeniyetin her açıdan ihtiyacı var. Bizim ülkemizin Kürtlerine ihtiyacımız var. Onun için dindarlar bugün kendini çok daha rahat ifade etmektedir. Bu ülkenin dindarlara da ihtiyacı var” dedi.
Soylu, ”21. yüzyıl Türkiye için kucaklaşma yüzyılı olmalıdır. Sadece Anadolu’da değil, etrafındaki bütün ülkelerle kucaklaşma yüzyılı olmalı, Türkiye’nin değer transferi yüzyılı olmalıdır” diye konuştu.