AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,Trabzon İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuştu. Soylu, ”Güçlü oymalıyız, yetkin olmayız, demokrat olmalıyız, bu ülkedeki beşeri kaynağı harekete geçirmeliyiz ki Türkiye, etrafındaki coğrafyaya doğru örnek olabilme şansına sahip olsun” dedi.
Soylu, Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Trabzon İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 21. yüzyılın başında Türkiye’nin iki temel politika ortaya koyduğunu vurgulayarak, ”Biri yenileşme diğeri etki alanını genişletme politikasıdır” dedi.
Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Nereye geldim diye bana sorarsanız, ‘Evime geldim’ derim. “Üç ay önce üye oldun, 1.5 aydır Genel Başkan Yardımcılığını yapıyorsun evine mi geldin?” diyeceksiniz. Evet boyası, badanası, perdesi ile beşiği ile mutfakta pişeni ile bu salondaki gibi güzel insanlarıyla kokusuyla ruhuyla her yere bezenmiş, millet aşkıyla burası bizim evimizdir. Yeni bir dünyanın içerisindeyiz. Dünya tam tamına bir kırılma döneminin içerisinde. Her dönemde bu millet kendi iradesine el koymak istemiş, kendi rengini kendi devlet ve ülkesine vermek istemiş ama bilin ki müsaade etmemişler. 1960’da DP döneminde müsaade etmemişlerdi. Bizi darbelerle faili meçhullerle entrikalarla ayırdılar. Bugün rahmetli Özal’ın akıbetinin ne olduğunu bilmiyoruz, modern bir devlet, milletin gözünü kapattılar. Türkiye ikinci sıçramasını 60’dan sonra maalesef elde edemedi. 1983-1987 arası zihniyetlerimiz değişti. O ekonomik ve yarı demokratik sıçramadan 1982 anayasası münasebetiyle ikinci sıçramaya geçemedik. İlk kez 21. yüzyılda demokratik ve ekonomik bir büyük sıçrama gerçekleştirmiştir. 220 milyardan 760 milyar dolara ulaşan bir GSMH ulaşan bir Türkiye, şunu yapacaktık, sinecektik, Erdoğan Bayraktar, Orhan Gümrükçüoğlu orada başarılı olmasın, bekleyecektik, kimi bekleyecektik, 1960 darbesinden sonra acaba bize sıra gelir mi diye bekleyenler gibi yine bekleyecektik. Bu beklemenin laneti yüzyıllarca bu ülkenin insanının ortaya koyacağı lanet bizden ve Allah korusun çocuklarımızdan çıkardı. Ya Türkiye ikinci sıçramasını gerçekleştirecek ya da Türkiye’yi dünyanın her noktasında sevdiğimiz ülkeleri, coğrafyamızın bize emrettiği ülkeleri onlarla birlikte dünyanın önüne çıkacaktır. Halleşmem bundandır. Çünkü 21. yüzyılın başında Türkiye iki temel politika ortaya koymuştur birisi yenileşme ikincisi etki alanını ortaya koyma politikasıdır.”
Türkiye’de zihniyetin değiştiğini anlatan Soylu, ”Zihniyet değişiyor. Daha dün sinen, korkan, uluslararası platformdan bir şekilde kendisini sarfınazar eden bir Türkiye’den bütün dünyaya haykıran, sadece Anadolu coğrafyası değil, etrafımızdaki bütün mazlumların hakkını arayan bir Türkiye… İşte bunun için buradayız. Şunu net bir şekilde söylüyorum ki Türkiye’nin 2023 yılında göreceğiniz fotoğrafı bu ülkeye yeni dünyada çok daha önemli roller biçecektir” diye konuştu.
Soylu, Türkiye’nin 2023 ve 2071 vizyonunun çok önemli olduğunu vurgulayarak, ”Güçlü oymalıyız, yetkin olmayız, demokrat olmalıyız, bu ülkedeki beşeri kaynağı harekete geçirmeliyiz ki Türkiye, etrafındaki coğrafyaya doğru örnek olabilme şansına sahip olsun. Sadece kendimizden sorumlu değiliz. Mısır, Tunus, Türkiye’ye bakmaktadır. Suriye’de bugün bütün dünyanın gözüne baka baka insanlığın onurunu kurtarmaya çalışan Türkiye’dir. Onun için bu yolun nasıl bir yol olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
Soylu, Türkiye’de yapılacak seçimlere de değinerek, şunları kaydetti:
”Önümüzde 3 seçim var. Geçmiş 10 yılda AK Parti’nin Türkiye’ye kazandırdıklarında şahsen benim hiçbir gayretim, hiçbir katkım yok. Ama önümüzdeki 10 yıl Türkiye için çok önemli. Mahalli seçimler Türkiye için Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimleridir. Sadece belediye başkanın, başkanlığı kazanacağı bir seçim değildir. Her bir oyun hesabının Türkiye’nin değişimine katkı yapacağı bir seçimdir. Her kapıyı çalmak, herkesi kucaklamak zorundayız. Mücadelenin, millet iradesinin, millet aşkının, milletin bütün değerlerinin temel sembolünü, adam gibi bir adamı Cumhurbaşkanlığına taşıyabilecek bir Cumhurbaşkanlığı seçimi, sizin ve Türkiye’nin sorumluluğunda. Belki önem açısından en azı genel seçimdir. İki seçimi aldıktan sonra milletimiz, büyük güç verdiği bu anlayışı değerlendirecektir. Onun için çok önemli bir süreçteyiz.”