İçişleri Bakanı Soylu’nun başkanlığında Diyarbakır’da 16 ilin vali, il emniyet müdürleri ve il jandarma komutanlarının katılımıyla “Bölge Güvenlik Toplantısı” yapıldı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Afrin süreci, Zeytin Dalı Harekatı’nda, örgüt sabahtan akşama kadar katılın çağrısı yapmış, milletimizden herhangi bir destek bulamamıştır. Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin, hükümetimizin ve milletimizin iradesinin ortaya koymuş olduğu kararlığının en önemli sonuçlarından bir tanesidir.” dedi.
Bakan Soylu’nun başkanlığında Diyarbakır’da bir otelde 16 ilin vali, il emniyet müdürleri ve il jandarma komutanlarının katılımıyla “Bölge Güvenlik Toplantısı” düzenlendi. Soylu, toplantıda yaptığı konuşmada, durum değerlendirmesi yapabilmek, sürece birlikte bakabilmek, gelecek dönemi planlayabilmek için bir arada bulundukları toplantının hayırlı olmasını diledi.
Eylül ve ekim aylarında Diyarbakır, Ağrı, Hatay ve Van’da yine bölge güvenlik toplantılarını düzenlediklerini anımsatan Soylu, toplantılarda sonbahar ve kış operasyonlarının nasıl yapılabileceği ve hedeflerinin neler olabileceği konusunu değerlendirdiklerini söyledi.
Hem geçmişte yapılanları gözden geçirmek hem de mevcut durumu ve gelecek sürece ilişkin riskleri ve tedbirleri ele almak üzere bu alışkanlığı ve bu buluşmaları rutin bir faaliyet olarak sürdürmek niyetinde olduklarını aktaran Soylu, gelecek günlerde seçim güvenliği noktasında da daha önce gerçekleştirdikleri toplantıları yeniden hep birlikte tekrarlamayı planladıklarını anlattı.
“Türkiye bunu başardı”
Başta terör olmak üzere göç, uyuşturucu, sınır güvenliği gibi meselelerde önemli kırılma noktalarından birinin 15 Temmuz hadisesi olduğunu ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
“Yoğun bir güvenlik gündemimiz olmasına rağmen başımıza gelen bu hadise esasen yönetim noktasında birçok konuda Türkiye’nin yeni bir yol haritası çizmesine ve yeni stratejiler geliştirmesine yol açmıştır. Kamunun içine yuvalanmış bu örgütle mücadele etmenin hem de özellikle terörün tamamen bitirmeye yönelik yeni bir güvenlik konseptine hep birlikte adım attık. Özellikle, PKK, KCK ve DEAŞ gibi örgütlerle mücadele ederken bu yeni dönemde tehlikeli oluşumu yerinde önleme anlayışla hareket etmeye başladık ve bunu hep birlikte başardık. Türkiye bunu başardı. Yine önemli bir değişim olarak olay sonrası operasyon stratejisinden kesintisiz operasyon stratejisine geçtik. Yapılan bir eylemden sonra suçun failinin yakalamaya çalışma şeklindeydi. Şehirde, günlük hayatta, kriminal suçlarda bu doğru bir anlayıştır ama küresel terör örgütlerini bitirme noktasında bunun bir sonuç vermediği apaçık ortadadır. Özellikle sokak eylemleri sonrasında bu stratejiyi tamamen terk ettik. Örgütün kendisi bir suç makinesi, terör eylemleri, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı yapıyor, bunun için organize gruplar ve yığınaklar var. Öyleyse bu örgütün tamamını bütün unsurlarıyla her yerden aralıksız takip etmek bizim temel görevimizdir. İşte bu yaklaşımla mücadele konseptimizi şekillendirdik. En önemli meselelerden birisi bunların lojistik desteklemelerine operasyonlar gerçekleştirmekti.”
Teröristlerin barınak ve sığınakları tarumar edildi
Bakan Soylu, örgütün barınma ve üslenmesini engellemek için 2017’den itibaren ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış operasyonları programladıklarına, desteksiz bırakmaya, son kertede ise kışı geçirmek için üslenmelerini engellemeye çalıştıklarına dikkati çekti.
2017 ilkbahar yaz operasyonları kapsamında 28 bin 214 operasyon gerçekleştirdiklerini, bin 583 teröristin etkisiz hale getirildiğini, 975 barınak ve sığınağı imha edildiğini hatırlatan Soylu, bir taraftan teröristleri bir taraftan da teröristlerin barınacakları, sığınacakları, lojistik destek alabilecekleri, kendilerini muhafaza edebilecekleri, sözde eğitimlerini yapacakları yerlerinin büyük bölümünü tarumar ettiklerini vurguladı.
Kamuoyu olarak etkisiz hale getirilen terörist sayısına odaklandıklarını ama asıl meselenin lojistik merkezlerinin imhası olduğuna işaret eden Soylu, “Güvenlik kuvvetlerimiz çok başarılı bir sonuç almıştır. Çünkü bu hainler asıl faaliyetlerini merkezi olarak burada yürütmektedirler. O alanlarda yaşıyorlar, eylem planlıyorlar ve eylem hazırlıklarını buralarda yürütüyorlar. Bomba imal ediyorlar.” diye konuştu.
Bakan Soylu, 2017 yaz operasyonlarında gerek barınaklarda gerek operasyonlar sırasında 2 bin 5’i ağır olmak üzere 2 bin 926 silah, bin 2 mayın ve el yapımı patlayıcı, 2 bin 984 el bombası, 68 ton patlayıcı madde, 663 bin mühimmat ele geçirildiğini, barınak ve sığınak imhasının önceliklerinin başında geldiğini anlattı.
Örgüte destek akamete uğratıldı
Barınma ve lojistik kabiliyetlerine yönelik mevsimsel operasyonlarının ikinci ayağını sonbahar operasyonları olarak düzenlediklerini aktaran Bakan Soylu, 2017 sonbaharında 33 bin 761 operasyon gerçekleştirdiklerini, 793 terörist etkisiz hale getirdiklerini, bin 6 barınak imha ettiklerini, 656’sı ağır bin 156 silah, 505 el yapımı patlayıcı, 668 el bombası, 56,7 ton patlayıcı ve bin 412 tüp, 287 bin mühimmat ele geçirdiklerini bildirdi.
Kış üslenmelerinde terör örgütlerinin çok ihtiyaç duyduğu 31,6 ton gıda, 1,3 ton deterjan, 7 bin metre kumaş, elbiseler, ayakkabılar ve birçok yaşam malzemesinin de ele geçirildiğini belirten Soylu, ilkbahara göre sonbaharda aslında sahaya daha fazla bastıklarını ve sahayı daha kontrol altına almaya çalıştıklarını kaydetti.
Soylu, “İlkbahar operasyonlarımızdan sonbaharda operasyon sayımız daha arttı. Ele geçirilen mühimmat, patlayıcı, silah sayısında azalma oldu. Çünkü bir önceki operasyon lojistik kanalları üzerinde etkili olmuştu ve örgütün desteğini önemli ölçüde akamete uğratmıştık.” değerlendirmesini yaptı.
İlkbahar ve yaz operasyonları 15 Ekim’e kadar sürecek
2017 kış operasyonlarında da kış üslenmesini önlemek üzere 3 bin 949 operasyon düzenlendiğini, 94 teröristin etkisiz hale getirildiğini, 509 barınak ve sığınağın imha edildiğini, çoğu ağır olmak üzere 325 silah, 229 el yapımı patlayıcı, 246 el bombası, 10,3 ton patlayıcı, 136 bin mühimmat ile 56,6 ton yaşam malzemesi ele geçirildiğini bildiren Soylu, 1 Nisan 2018 itibariyle bahar ve yaz operasyonlarına başladıklarına, bunun 15 Ekim’e kadar devam edeceğine işaret etti.
Şimdiye kadar 2 bin 424 operasyon yapıldığını, şimdilik etkisiz hale getirilen terörist sayısının 123 olduğunu, 89 sığınak ve barınak, 51’i ağır olmak üzere 170 silah, 51 el yapımı patlayıcı, 1,5 ton patlayıcı maddenin ele geçirildiğini söyleyen Soylu, rakamların sürekli azaldığını dile getirdi.
Örgütü katılımlarda büyük azalma
“Geçen yıldan bu zaman kadar lojistik ve eylem kabiliyetleri bütüncül olarak hedeflenerek uyguladığımız bu strateji, örgütü hem terörist sayısı hem de malzeme olarak çökertmiştir.” diyen Soylu, ele geçirilen üst düzey terörist sayısının 2016 yılında 67, 2017 yılında ise 113 olduğunu anlattı.
Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Son birkaç aydır bir taraftan istihbaratımız, bir taraftan güvenlik kuvvetlerimizin tamamı el birliğiyle gerek kırmızı listeden etkisiz hale getirdiğimiz, gerek yeşil, gri, mavi, beyaz listelerden etkisiz hale getirdiklerimiz de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla gerçekleşen bu operasyonlarda ne kadar kararlı olduğunu ve örgüt için artık hiçbir çıkış noktası olmadığını buradaki arkadaşlarımızın ortaya koyduğu kararlılıkla bir kez daha milletimize ortaya koyduk. 2016 yılında 686 olarak değerlendirilen örgüte katılım sayısı 2017’de yaklaşık 150 olmuştur. 2018 için de şu ana kadar toplam rakam 38’dir. Teslim olan terörist sayısı bunun katbekat üstündedir. Tüm ortaya konulan, hükümetin, güvenlik kuvvetlerimizin, sosyal kuruluşların, ekonomik politikaların, temel stratejilerin uygulaması esas itibariyle terör örgütlerinin lojistiğinin kesilmesine yönelik bir adımdır. Bunda da sonuç itibariyle özellikle örgüte katılımların rakamı ve sayısı önemlidir. Burada da büyük bir başarı olduğu apaçık ortadadır. Hele Afrin süreci, Zeytin Dalı Harekatı’nda örgüt sabahtan akşama kadar katılın çağrısı yapmış, milletimizden herhangi bir destek bulamamıştır. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, hükümetimizin ve milletimizin iradesinin ortaya koymuş olduğu kararlığının en önemli sonuçlarından bir tanesidir. 2017 başında yurt içinde bin 835 ve bin 935 olarak değerlendirilen terörist sayısı yıl sonuna kadar yüzde 40 azalma göstererek bin 104 ve bin 200 bandına çekilmiştir.”
Mücadele kesintisiz sürecek
2016’da 3 bin 353, 2017’de de bin 495 terör olayının meydana geldiğini, bunun yüzde 55 azalışa tekabül ettiğini bildiren Soylu, sadece dağdaki terör örgütü PKK ile değil, şehirlerde de hem PKK hem DEAŞ hem aşırı sol terör örgütleri hem FETÖ ile ilgili operasyonların kesintisiz sürdüğünü vurguladı.
Bu kapsamda 2017 yılında 697 önemli olayın engellendiğini, eylem hazırlığındaki 17 terörist de etkisiz hale getirildiğini aktaran Soylu, bunların arasında 9 bombalı araç, 3 canlı bomba şüphelisinin de bulunduğuna işaret etti.
Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Son birkaç aydır bir taraftan istihbaratımız, bir taraftan güvenlik kuvvetlerimizin tamamı el birliğiyle gerek kırmızı listeden etkisiz hale getirdiğimiz, gerek yeşil, gri, mavi, beyaz listelerden etkisiz hale getirdiklerimiz de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla gerçekleşen bu operasyonlarda ne kadar kararlı olduğunu ve örgüt için artık hiçbir çıkış noktası olmadığını buradaki arkadaşlarımızın ortaya koyduğu kararlılıkla bir kez daha milletimize ortaya koyduk. 2016 yılında 686 olarak değerlendirilen örgüte katılım sayısı 2017’de yaklaşık 150 olmuştur. 2018 için de şu ana kadar toplam rakam 38’dir. Teslim olan terörist sayısı bunun katbekat üstündedir. Tüm ortaya konulan, hükümetin, güvenlik kuvvetlerimizin, sosyal kuruluşların, ekonomik politikaların, temel stratejilerin uygulaması esas itibariyle terör örgütlerinin lojistiğinin kesilmesine yönelik bir adımdır. Bunda da sonuç itibariyle özellikle örgüte katılımların rakamı ve sayısı önemlidir. Burada da büyük bir başarı olduğu apaçık ortadadır. Hele Afrin süreci, Zeytin Dalı Harekatı’nda örgüt sabahtan akşama kadar katılın çağrısı yapmış, milletimizden herhangi bir destek bulamamıştır. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, hükümetimizin ve milletimizin iradesinin ortaya koymuş olduğu kararlığının en önemli sonuçlarından bir tanesidir. 2017 başında yurt içinde bin 835 ve bin 935 olarak değerlendirilen terörist sayısı yıl sonuna kadar yüzde 40 azalma göstererek bin 104 ve bin 200 bandına çekilmiştir.”
– Mücadele kesintisiz sürecek
2016’da 3 bin 353, 2017’de de bin 495 terör olayının meydana geldiğini, bunun yüzde 55 azalışa tekabül ettiğini bildiren Soylu, sadece dağdaki terör örgütü PKK ile değil, şehirlerde de hem PKK hem DEAŞ hem aşırı sol terör örgütleri hem FETÖ ile ilgili operasyonların kesintisiz sürdüğünü vurguladı.
Bu kapsamda 2017 yılında 697 önemli olayın engellendiğini, eylem hazırlığındaki 17 terörist de etkisiz hale getirildiğini aktaran Soylu, bunların arasında 9 bombalı araç, 3 canlı bomba şüphelisinin de bulunduğuna işaret etti.
– “Rehavet, teröristten daha büyük bir düşmanımızdır”
Son dönemlerde bu tarz eylemlerin belini önemli ölçüde kırdıklarını ifade eden Soylu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ama sakın gevşeklik göstermeyiniz. Biz emniyet genel müdürümüz, müsteşarımız dün gecenin yarısına kadar istihbarat birimindeki arkadaşlarımızla oturduk, hep beraber bütün birimlerde bir değerlendirme yaptık. Rehavet, teröristten daha büyük bir düşmanımızdır. Çıkarttığımız sonuç bu çünkü etrafımızdaki coğrafya ve karşı karşıya kaldığımız riskler rehavete müsaade etmektedir. Rutin en büyük düşmanımızdır. Biz rutine uyduğumuz andan, itibaren bir alışkanlık haline getirdiğimiz andan itibaren biliniz ki Allah muhafaza bir büyük maliyetle karşı karşıya kalabiliriz. Çünkü bu konuda terör örgütleri kendilerine eylem yaratır. Biz dağda, şehirde, sınırlarımızda eylem kabiliyetlerini daralttığımız sürece milletimizin huzuru artacaktır.”
Türkiye’nin güvenlik ve asayişinde milletin memnuniyet derecesinde birinci sıraya yükseldiğini, görevlerinin bunu devam ettirmek olduğunu anlatan Soylu, şunları söyledi:
“Biz bir hattın müdafisi değiliz. Ülkemiz içerisindeki bütün sahtı bir şekilde güvenlik altında tutmak zorundayız. Bin tane eylem engelleriz, Allah göstermesin bir tanesini kaçırırız bu eylem canımızı yakar. Bu yüzden fotoğrafı pembe görüp rehavete kapılmamak lazım. Bu anlattığım gelişimle stratejik değişikliğin önemi kadar teknik ve personel imkan ve kabiliyet arttırmanın da büyük rolü olmuştur. Bundan sonra arttırmanın da daha büyük rolü olacaktır. Bizim için çarpan kuvvettir, üstünlüktür ve bu üstünlüğümüzü sahada göstermektir.”
“Amanoslar’da geçmiş dönemdeki klasik mücadele tarzından başka bize imkan vermiyordu. Sonrasında fotokapanlardan, insansız hava araçlarına kadar, korucuların sayısının arttırılmasına kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hangi harekat tarzını benimsediysek Amanoslar’da da aynı mücadele tarzının dizayn edilmesi ve özellikle teknik kabiliyetlerinin yükseltilmesi ile son 4 ya da 5 günde 29’un üzerinde terörist etkisiz hale getirildi.” diyen Soylu, daha önceki yıllarda böyle bir rakam söz konusu olmadığını belirtti.
İçişleri Bakanı Soylu, şunları kaydetti:
“Teknolojik üstünlük, özellikle jandarmamızın, polisimizin, korucumuzun, sahil güvenlik teşkilatımızın birbiriyle entegrasyonu ve koordinasyonu bizi en yüksek başarı noktasına getirdi. İnşallah bunu daha yükselterek devam edeceğiz. Terörü tamamen tasfiye etmek için inşa ettiğimiz bu sistem, ekipman ve personel yönetimi değişikliği yapmamızı zaruri hale getirdi. Personel konusunda jandarma ve polis özel harekat alımlarına hız verdiğimiz gibi korucular üzerinde yaptığımız iyileştirmeler yeni alımlarla etkili oldu. Dedik ki koruculardan astsubay ve subay yapacağız. Dediler ki nasıl olacak, bin 40’ını yaptık değil mi? Şimdi bin 300’e yakın bir alım daha gerçekleştiriyoruz. Arkadaşlarımız seçmelerini tamamladılar. İnşallah bu rakamı 5 bine kadar çıkarma hedefimiz söz konusu. Bunun birçok faydası ve güvenlik sistemimize de birçok katkısı var. Korucularımızın yaş ortalaması 42’ydi, 18 bin 480 korucuyu çok iyi şartlarda emekli ettik. 21 bin 716 korucu alarak ortalama yaşı 32’ye düşürdük. Şimdi aynı sistemi bir daha yapacağız. Emekli olmak isteyen korucuları aynı şartlarla emekli edip yerlerine yeni korucularla tahkim edeceğiz. Birtakım başka özlük haklarda verdik.”
Soylu, konuşmasında, özellikle hava gücüne önemli yatırım yaptıklarını, jandarma ile emniyet birimlere aldıkları insanlı ve insansız hava araçları, keşif uçakları, silahlı insansız hava araçlarına önem verdiklerini, 2 gün önce jandarma envanterine 3 ATAK tipi helikopteri daha eklediklerini söyledi.
Hava araçlarının uçuş sürelerini 2016 ortasından itibaren önemli oranda arttırdıklarını, ATAK tipi helikopterlerde muhteşem bir teknoloji ve konforun bulunduğunu anlatan Soylu, olağan üstü bir uçuş güvenliği ve kalitesiyle beraber “Alparslan 1071”, “Osman Gazi 1299” ve “Fatih 1453” olmak üzere 3 helikopteri filoya katıldığını belirtti.
Soylu, 6 insansız hava aracının mayıs ayı başında, 5-6’sının da onun hemen ardından teslim edileceğini bildirerek, böylece Amanoslar Şırnak, Hakkari, Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı ve Karadeniz Bölgesi’nde insansız hava araçlarının tamamını bir şekilde havada tutacaklarını aktardı.
– Kent güvenlik sistemleri tamamlandı
Jandarmanın insansız hava aracı kullanma konusundaki kabiliyetinin dünyada parmak ısırtacak şekilde olduğuna dikkati çeken Soylu, geçen yıl hep Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 22 ilde kent güvenlik sistemini tamamladıklarını bildirdi.
Soylu, “Batıyı ihmal ettik, batıdaki projelerimizi doğuya kaydırdık ve doğuda kent güvenlik denetim sistemlerinin tamamını bitirdik. Bu da bizim için önemli bir avantaj haline geldi. Önlemleri arttırdıkça etkisiz hale getirilen terörist sayısı da arttı. Daha önemlisi bu araçların desteği ile gerçekleştirilen operasyonlarda şehit vermiyoruz. Biz insansız hava araçları ile yaptığımız operasyonlarda şehit vermiyoruz.” diye konuştu.
Emniyet, jandarma hatta sahil güvenliğin tüm hava kuvvetlerini birleştirdiklerini, emniyette önümüzdeki zamanda uçak sayısını 28’e çıkartacaklarını, jandarmadaki 11 uçağın sayısını 2020’ye kadar kademeli olarak 38’e çıkarmayı planladıklarını aktardı.
– Göç meselesi
Önemli bir konu başlığının da göç meselesi olduğuna dikkati çeken Soylu, şunları dile getirdi:
“Öncelikle düzensiz göç konusunda ne tarafa bakarsak 2017’de yakalanan kaçak göçmen sayısı 172 bin 145 kişi, 2018’de de şu ana kadar yakalanan kaçak göçmen sayısı ise 75 bin 284’tür. Terör bölgelerinde neden Zeytin Dalı Harekatı’nı yaptığımız, Fırat Kalkanı Harekatı’nı yaptığımız apaçık ortadadır. Hem Türkiye’ye yönelik hem de Türkiye üzerinden Avrupa’ya yönelik göç baskısını düzeltmek de bizim sorumluluğumuz içerisindedir. Göçmenler konusunda en üst düzeyde yetkililerle bir araya geldik, toplantılar gerçekleştirdik. Toplantılardan elde ettiğimiz sonuçlar çerçevesinde, gerekli sonuçlara hep beraber almaya çalışacağız. Göç meselesiyle ilgiliyle yapmış olduğumuz değerlendirmelerde en nihayetinde ülkemizde kaçak geçişlerin günlük ortalaması 2 bin 347’den, 2018 itibariyle yaklaşık 61 kişiye gerilemiştir. Bu da esas itibariyle büyük Türkiye’nin ortaya koyduğu başarıdır.”
– Sınır güvenliği
Bireysel bireysel uyuşturucu ticaretiyle ilgili bir başlık açtıklarına, onun da sınır güvenliği olduğuna işaret eden Soylu, yüksek teknoloji entegre bir sınır yönetimi oluşturmak üzere önemli adımlar attıklarını bildirdi.
Soylu, “Düzensiz göçle mücadele kapsamında Ağrı ve Iğdır’da Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın talimatlarıyla ‘Acil Sınır Güvenliği Sistemleri Projesi’ni uygulamaya koyuyoruz. TOKİ ve Bakanlık arasında 30 Ağustos 2016’da imzalanan protokolle 144 kilometrelik yol ve güvenlik duvarının yapımı karara bağlamıştık. Burada iki çift duvar var. Biri beton temelli set teli, diğeri de modüler beton duvar olarak yapıyoruz. Bunun TOKİ tarafından ihalesi tamamlandı ve imara başlandı. Bu duvarlar dört metre yüksekliğinde, sınırımızın bir tarafında da duvara paralel bir yol yapılıyor.” dedi. Soylu, ihale bedelinin 185 milyon lira olan bir proje olduğunu vurguladı.
Hatay sınırında sınır geçişlerini kontrol altına alabilmek için 38 kilometre yüksek güvenlikli çit ve bunların üzerine ağlama siperlerinin montajının yapıldığını, bunların yerli ve milli imkanlarla gerçekleştirildiğini anlatan Soylu, bunların yanı sıra AB destekli entegre sınır yönetimi projesinin de sürdüğünü belirtti.
Bakan Soylu, “Bunlar içerisinde pasaport, optik okuyucularından, termal kameralara, personel eğitiminden, mayın temizliğine, yüksek güvenlikli kulelerden, radarlara, zırhlı gözetleme araçlarına kadar birçok alt bileşen mevcuttur. En son Hakkari’de yaptığımız çalışmada 30 kilometrelik bir alan daha belirledik ve inşallah yakın zamanda onun da çalışmalarına hemen başlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
– Şimdi kenevir yerine buğday ekiliyor
Uyuşturucunun özellikle en kritik ve en önemli meselelerden olduğunu aktaran Soylu, gençleri zehirleyen ve ülkedeki terör örgütlerinin ana sponsoru konumunda olan uyuşturucuya son yıllarda ağır darbe vurulduğunu söyledi.
Soylu, bu konuda ciddi bir farkındalık oluştuğuna değinerek, şöyle dedi:
“Ama hala çok yolumuz var. Çünkü bu illet maalesef hızlı gelişiyor. Özellikle ucuz kimyasal sentetik uyuşturucuları Türkiye’ye sokmak isteyenlerin amacı sadece para kazanmak değil, genç neslimizin zihnini, sağlığını tüketmek için bir terörizm oluşturmaktır. Ülkemiz, Afganistan’dan gelen doğal uyuşturucu ile batıdan gelen sentetik uyuşturucunun baskısı altındadır. Özellikle PKK’nın uyuşturucu ticaretindeki konumunu bu salonda herkes benden daha iyi biliyordur. 2016’da ele geçirdiğimiz esrar miktarı 129,5 tondu, 2017’de bu sayı 173,3 ton. 2018’in nisan ortasına kadar yaklaşık 30 ton. Yine eroinde 2016’nın toplamı 5,5 ton, 2017’de 15,5 ton, 2018 nisan ortasına kadar 2017’nin tamamına ulaştık.
Bu ortaya koyduğumuz kararlığının koordinasyon içerisinde teknolojiyi en üst seviyede kullanan, istihbaratını iyi yöneten bir çalışmanın ürünüdür. Özellikle uyuşturucu hapta 2016 rakamımız 11.8 milyon, 2017’de 30 milyon, büyük bir rakam. Bu yıl şu ana kadar ele geçirilen 5 milyon. Yasa dışı keneviri ekiminde ise önemli bir azalış elde ettik. 2016’da 81 milyon kök keneviri ele geçirildi. Diyarbakır’ın Lice ilçesinde operasyonlarını yapanlar çok iyi bilirler. Hep birlikte gördük şimdi oralarda buğday ekiliyor. 2017’de bu sayıyı 18,9 milyona çektik. Bu sene içerisinde 33 bin 500 kök kenevir ele geçirildi. Yaptığımız tespitlerde daha önceki kenevirin ekilen tarlalarla ilgili farklı ürünlerin ekildiğini gördük.”
Terörle mücadele ettikleri kadar şehirlerin asayişi ve huzurunu da aynı şekilde dikkatli yönetmek zorunlulukları olduğunu anlatan Soylu, “Özellikle son dönemlerde uyuşturucuda iller ne durumda, özellikle mala karşı yapılan suçlar hırsızlık ve diğer suçlarla ilgili ne yapmalıyız, aydınlatma oranımız ne noktada, yeni bir güvenlik konseptine geçtiğimizi söyledik. 81 vilayete 7 bin bekçi alımını inşallah mayısın 15’i gibi ilana çıkacağız.” ifadesini kullandı.
Merkezleri bekçilerle takip edeceklerini, gündüz huzurunu aynı şekilde gece de sağlamak istediklerini anlatan Soylu, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanımızın net talimatı var, düdük çalacak. Bekçi gündüz çalışmayacak, geceleri düdüğünü öttürecek. Vatandaş uyurken gece bekçi kardeşim huzur için güven için sokaklarda dolaşacak. Özellikle ekip sayımızı arttırmaya çalışıyoruz. Ekip sayısı ile hem işin kalitesini hem de karakollara entegre edip mümkün olduğunca asayiş meselelerinin bir şehrin en alt sorunu haline getirme konusundaki irademizi şekillendirmeye çalışıyoruz. Mala karşı olan suçların oranı düşecek, olayların aydınlanma oranı artacak.”
– Yol kontrollerinde barkot uygulaması
Soylu, geçen yıl yol kontrollerinde 2 bin 705 noktada 44 milyon aracı denetlediklerini anımsatarak, şu açıklamalarda bulundu:
“En son dün başladık, teknolojiyi koyuyoruz. Jandarma Genel Komutanlığımız ve Emniyet Genel Müdürlüğümüzce başlattık. Nasıl bir markete girildiği zaman alışveriş yapıldığında hemen bir saniyede barkot okuyucuyla alışverişiniz okunabiliyorsa, vatandaşımızı bekletip merkezle görüşmek yerine hemen 1-2 saniyelik zamanda yeni kimlik kartlarıyla beraber onu okuyan barkot okuyucuyla vatandaşımızın işini görüp onun hayatının akışına devam ettiren yeni bir uygulamayı hayata koymaya çalıştık. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yol kontrol noktalarının hemen hemen hepsine barkot okuyucu koyacağız. Neden peki, vatandaş yol kontrol noktalarından geçerken zamanını kaybetmesin ve biz teknolojiyi en üst düzeyde kullanalım diye.”
Bakan Soylu, emniyetin 29 milyon parmak izi verisinin olduğunu, onunla ilgili de son çalışmayı yapacaklarını bildirerek, gelecek günlerde bunlar da sisteme yüklenince vatandaşların nüfus idaresinde vakit tasarrufunun artacağını aktardı.
Vatandaşın bir parmak basmayla oradaki işini görüp 5 dakikada ehliyetini, kimliğini, pasaportunu alacağını dile getiren Soylu, “Parmak izi olmayanlar da işletebilir. Bu da bizim tüm birimlerimizin entegrasyonunun sonucudur. Çünkü 92 birim buraya veri aktarıyor ve vatandaş fotoğrafından başka bir şey getirmiyor. Yaklaşık 9 bakanlığın ortak uygulamasıdır.” ifadelerini kullandı.
– “Tarihi bir dönemden geçiyoruz”
Şehirlerde huzur uygulamalarının olduğunu, suça, uyuşturucuya, teröre karşı topyekün bir mücadeleye giriştiklerini bildiren Soylu, dünyanın ve Türkiye’nin herhangi bir köşesini güvelik açısından risksiz hale getirmenin temel görevleri olduğunu anlattı.
Çok çalışmak ve riskleri en aza düşürmenin en önemli sorumlulukları olduğunu belirten Soylu, teşkilatı bu anlamda çok başarılı bulduğunu ifade ederek, şunları dile getirdi:
“Büyük bir güvenlik sorumluluğumuz var ama dünyaya göre bunu çok profesyonelce yürütüyoruz. Geçen yıla göre oranla Antalya’ya gelen turistin artma oranı yüzde 55, milletvekili olduğum Trabzon’un yüzde 125, Türkiye’nin yüzde 34 olması. Bunun tek bir karşılığı var güvenli bir Türkiye. Bunu eş zamanlı ve hep birlikte yürütüyoruz bu büyük bir gururdur. Ancak bu bize rehavet veren değil motivasyon sağlayan bir gururdur. Özellikle bahar ve yaz operasyonlarıyla hem kırsalda hem şehirde hem dağlarda aynı motivasyonu yüksek bir kararlılıkla gösteriyoruz. Meselenin içerisinde olduğumuz kadar başarılıyız. Bizim görevimiz içerisinde olmak, sonucu olumlu bir şeklide değiştirmeye yönelik icraatlar sergilemektir.
Tarihi bir dönemden geçiyoruz. Attığımız her adım Türkiye’nin geçmiş dönemlerde karşılaştığı sıkıntıları gelecek nesillerin bir daha karşılaşmayacağı şekilde bertaraf etmek. Bu musibetlerden Türkiye kurtulmalıdır. Zeytin Dalı Harekatı da budur, Fırat Kalkanı Operasyonu da budur, Türkiye’de girilemeyen noktalara girilip orada ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandırılması da esas itibariyle budur. Bu süreci demokrasi içerisinde yönetiyoruz. Bence bu sürecin en önemli noktası budur. Temel hak ve hürriyetlerden hiçbir şekilde taviz vermeden bu süreci demokrasi içerisinde yürütüyoruz. Bir zamanlar bu söz çok denirdi özgürlük güvenlik dengesi. Özgürlük güvenlik dengesi diye bir şey söz konusudur. Bunu bir İçişleri Bakanı olarak söylüyorum. Güvenlik sadece özgürlük için vardır. Hepimizin ailesi, hepimizin çocukları var.”
Hür bir şekilde memleketin bütün evlatlarının istediği yere seyahat edebilmesi, istediği işi yapabilmesi ve bu özgürlüklerini teyit edebilmeleri sağlamanın temel görevleri olduğunu kaydeden Soylu, güvenliğin özgürlüğün bileşeni olduğunu aktardı.
Güvenliği sağlarken yapmaları gerekenin vatandaşın hayatını emin ve güvenli bir hale getirmek olduğunu, bunun için çok çaba sarf etmeleri gerektiğini bildiren Soylu, “İnsanlarımızın hayatlarını rahat bir hale getirebildiğimiz kadar aynı zamanda güvenlik endişesi altında değil özgürlük ve hürriyet yüksekliği içerisinde güçlü nesiller yetiştirmeliyiz. Şunu söylemeyin, bütün zorluklar bizim üzerimize mi kaldı? Bin bir başlı kartalı bu kanarya taşır, hiç merak etmeyin. Onun için Allah hepimizin yardımcısı olsun.” ifadelerini kullandı.
Basına kapalı devam eden toplantıya, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Çataklı, Diyarbakır, Siirt, Kilis, Bitlis, Bingöl, Osmaniye, Tunceli, Hatay, Batman, Gaziantep, Muş, Şırnak, Şanlıurfa, Mardin, Elazığ, Adıyaman valileri, il emniyet müdürleri ve il jandarma komutanları katıldı.