Bir önceki kandilden 13 yürek eksik olarak Mevlâ’ya yöneleceğimiz ve beraatimizi isteyeceğimiz mübarek bir geceye kavuşmuş bulunuyoruz.
Safımızdaki 13 evlatlık boşluğu dualarımızla, Cenab-ı Hakk’a açılmış ellerimizle, hem o genç kardeşlerimizin hem kendi affımız için dökeceğimiz gözyaşlarımızla kapatmaya çalışacağız.
Çünkü, biliyoruz ki bir müslümanın diğer müslümana yaptığı dua, en çok kabule şayân olan dualardandır.
Çünkü biliyoruz ki dua, yaralı gönüllerin merhemi, müminin silahıdır.
Çünkü biliyoruz ki Mevlâ ile dua vasıtasıyla bağ kurmak, sabrı arttırır ve insanı yaradanına yaklaştırır.
Cenab-ı Hak, bu zor zamanımızda belki bir teselli olsun diye bize Berat Gecesi’ni göndermiş, onun manevi bereketiyle yaralarımızı sarmaya, sabrımızı arttırmaya, safımızı takviye etmeye imkân tanımıştır.
Öyleyse bu fırsatı iyi değerlendirmeli, dağılıp parçalanarak, kin ve nefrete bürünerek sayısız odaktan beslenen düşmanın istediği görüntüyü vermemeli, bilâkis birbirimize kenetlenmeli, birbirimizi dünden daha çok sevmeli, deyim yerindeyse “safları daha da sıklaştırmalıyız”.
Bir yıllık hadiselerin belirlendiği, defterlerin hesapların kitapların toplandığı, amellerin arş-ı alâ’ya yükseltildiği, affın ve mağfiretin rahmet yağmuru şeklinde tecelli ettiği bu mübarek gecenin, bütün milletimiz adına hayırlar getirmesini temenni ediyor; bütün şehitlerimiz için Cenab-ı Hak’tan rahmet, aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
Süleyman Soylu