Geçen yıl, “Demokrasinin doğum günü” başlığıyla değerlendirmiştim, 7 Ocak 1946 tarihini. Bu yıl, bu doğumgününü biraz buruk kutluyoruz. Kısa bir zaman önce aramızdan ayrılan merhum Aydın Menderes’in yokluğu, bu önemli günü kutlarken gözlerimizde hafif bir nem yaratıyor belki de.

7 Ocak tarihi, alelade bir “parti kuruluş tarihi” değildir. Bu tarih, milletin yönetime gerçekten “ortak” olmasının tarihidir. Çok partili siyasi hayat denemelerinin bir deneme olmaktan çıkıp, gerçekliğe kavuşmasının tarihidir.

Bu ülkenin tarihinde, büyük baş kaldırışlar, hep halktan güç alarak yapılmıştır. Kurtuluş Savaşı, bunun en yakın ve en bariz örneklerinden biridir. Bu topraklarda yaşayan insanların desteğini alan bir hareketin başarısız olduğu görülmemiştir.

Şahsen eminim ki, 7 Ocak 1946 günü bu yola çıkanlar, halkın desteğinden emin oldukları için başarıya odaklanmışlar ve hiçbir fiziki zorluktan yılmamışlardır.

O döneme ilişkin siyah-beyaz fotograflarda her zaman gözüme çarpan nokta vardır: Ciddi bir imkânsızlık ve buna rağmen müthiş bir ilgi… Bazen merhum başvekilimiz Adnan Menderes’i, bazen merhum Cumhurbaşkanımız Celal Bayar’ı, tahta bir iskemlenin üzerinde bir köy kahvesinin önünde halka seslenirken görürsünüz. Ne mikrofon vardır, ne başka bir şey. Televizyon reklamları, duyurular zaten tasavvur edilemez. Buna karşın müthiş bir kalabalık göze çarpar. İnsanlar, çatılardan, damlardan sarkmaktadır.

Bu necip millet, kendi dilinden ve “kendisi için konuşan” hiçkimseye sırtını dönmemiş, her zaman ve her şartta desteğini vermiştir. Öyle zannediyorum ki Demokrat Parti’yi kuran o zeki, fedakâr ve millet sevdalısı insanlar bunu öngörmüşler ve bunun verdiği güvenle o imkânsızlıkları, tek parti döneminin baskıcı yöntemlerini görmezden gelmişler ve adlarını tarihe altın harflerle yazdırmayı başarmışlardır.

O siyah-beyaz fotograflardaki detaylar, aslında siyasetin ders kitabıdır. Bu dersi iyi çalışan her siyasetçi için, başarı kaçınılmazdır.

Yazımın başında da belirttiğim gibi, o dönemden kalan en tatlı hatırayı, yakın zamanda kaybetmiş olmanın hüznü içinde bir doğum gününü daha idrak etmiş bulunuyoruz.

Siyaset-millet buluşmasının bu en başarılı örneğinin,
Fedakârlığın ve millet sevdasının siyasetteki örneğinin,
Millete inancın hizmete dönüşmesinin siyasetteki örneğinin…

…yıldönümü hepimize kutlu olsun.

Süleyman Soylu