İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yurt içindeki terörist sayısının 600’ün altına düştüğünü söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Eğitim Yayın Daire Başkanlığı Durmuş Yalçın Konferans Salonu’nda düzenlenen “105’inci Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programı”na katıldı.
Soylu, burada yaptığı konuşmada, salondaki kaymakam adaylarıyla 2017 Temmuz ayının sonunda bir araya geldiklerini ve o toplantıda kendilerine uzun ince bir yola çıktıklarını, yolun sonunun emeklilik olmadığına ilişkin bir konuşma yaptığını hatırlattı.
O görüşmeden bu yana dünyanın ne yazık ki daha güzel bir yer haline gelmediğini ifade eden Soylu, Türkiye ile ilgili karanlık kehanetlerin hiçbirinin tutmadığını söyledi.
Yurt içindeki terörist sayısında son durum
Programa gelmeden önce güvenlik toplantısı yaptıklarını aktaran Soylu, “Yurt içindeki terörist sayısı 600’ün altına düştü.” dedi.
Soylu, “siyaset eskileri” olarak nitelendirdiği kişilerin sağlık sorunları nedeniyle tutuklanmayıp belediye başkanı seçilen ancak görevden alınanları ziyaret etmesine ilişkin, “Sadece yazık.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de dünyanın başka ülkesinde olmayan bir halin yaşandığını vurgulayan Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“İçimizde her fırsatta Batı hayranlığını ortaya koyanlar, sürekli Batı’yı referans alıp bize örnek gösterenler, iş Türkiye’ye gelince bırakın teröre sessiz kalmayı, PKK’ya doğrudan erzak, para ve eleman yardımı yapan, insanların maaşlarından örgüt için haraç kesen, terörist cenazelerine katılan, taziyeye giden, şehit ailesini işten çıkarıp terörist yakınlarını işe alan, onlara ‘değer ailesi’ diyen belediyelere operasyon yaptığımızda, feryat figan karşımıza dikiliyorlar. Yarın bir gün kaymakam olacaksınız, size ilk nasihatim şu olsun, ‘sıradan vatandaş’ diye bir ifadeyi asla kullanmayın. İnsanları sakın küçümsemeyin, ‘bilmez anlamaz” demeyin.”
Diyarbakır’da anne Akar’ın oğlunu terör örgütünden kurtarması
Diyarbakır’da Hacire Akar’ın, terör örgütünün kaçırdığı üçüncü oğlu için HDP İl Başkanlığı önünde eylem yaptığını hatırlatan Soylu, “Meselenin esasını çok biliyor kadın. Orada yaşıyor, etrafında olan biteni görüyor. Hiç kimse ‘Aman, ev kadınıdır. Bu işlerden anlamaz’ diye küçümsemesin. O, dünyayı da siyaseti de ailesine ve ülkeye yapılmak isteneni de hepsini biliyor, kendi başına gelenin asıl sorumlusunu da çok net bir şekilde biliyor. Onun için gitti, orada eylem yaptı. Eylem yaptı ve söke söke de sonucunu aldı. Demek ki sorumluyu doğru tespit etmiş.” diye konuştu.
Bakan Soylu, belediye başkanlığına seçilip terör örgütüne yardım ve yataklık yapan ve milletin arazilerini gasbedeni ziyaret edenlerin mi yoksa çocuğunu terör örgütünden kurtaran annenin mi daha asil olduğunu sordu.
Anne Akar’ın eyleminin tek olmadığını ve bölgede daha önceden de bazı annelerin bu tür eylemler yaptığına işaret eden Soylu, Akar’ın yaptığı eylem ve öncesinin değerlendirildiğinde ortaya çıkan fotoğrafı doğru okumak gerektiğine değindi.
Soylu, 2016’da PKK’nın üssü gibi çalışan ve Kandil’in atadığı “eş başkan” denilen “kayyum”larca yönetilen belediyelere başkanvekilleri görevlendirdiklerini anımsattı.
Çukur ve barikat eylemleri sırasında bu belediyelerin imkanlarını da kullanarak vatandaşa yönelik yapılanları anlatan Soylu, belediye başkanvekillerinin göreve gelmesiyle söz konusu yerlerdeki hayatın tümden değiştiğini kaydetti.
HDP’nin sahip olduğu belediye sayısının 2009’da 98, 2014’te 103 olduğunu hatırlatan Soylu, terörle iltisakları nedeniyle 2016 ve 2017’de 94 HDP belediyesine belediye başkanvekili görevlendirdiklerini 31 Mart 2019 seçimlerinde ise HDP’nin ancak 59 belediye kazanabildiğini ifade etti.
“Yılbaşından bugüne kadar örgüte katılım 74”
Süleyman Soylu, 2014’te örgüte katılımın 5 bin 558 olduğunu ve bu sayının 2016’da 703’e, 2017’de 161’e gerilediğine dikkati çekerek, “Yılbaşından bugüne kadar örgüte katılım 74 ama örgütten kaçış, yani teslim 230. Bunların 155 tanesi aileleriyle ikna edilerek teslim oldular. Demek ki biz doğru bir istikametteyiz.” dedi.
HDP heyetinin dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ettiğini anımsatan Soylu, Kılıçdaroğlu’ndan, HDP heyetine “Siz PKK ile aranızdaki göbek bağını kesebildiniz mi?”, “PKK’nın bu belediyelere hakim olamayacağını, yönetemeyeceğini söyleyebilir misiniz?”, “Terör örgütü zanlılarını neden aday gösterdiniz?” sorularını sormasını beklediklerini bildirdi.
PKK’nın sözde üst düzey tüm yöneticilerinin belediyeler için çağrıda bulunduklarını aktaran Soylu, bu uğraşların, terör örgütüne katılımı belediyeler üzerinden yeniden canlandırma amacı taşıdığını dile getirdi.
“31 Mart’ta HDP tarihinin en büyük yenilgisine uğramıştır”
Soylu, “31 Mart’ta o belediyelerde alınan netice, hem terör örgütüne hem de sırtını terör örgütüne yaslayanlara attığı bir tokattır. Profesyonelce bunun üstünü örtmeye, gündeme getirmemeye çalışıyorlar. 31 Mart 2019 seçimlerinde HDP yani PKK’nın siyasi uzantısı tarihinin en büyük yenilgisine uğramıştır.” dedi.
Türkiye’nin 40 yıldır terörle mücadele ettiğini anlatan Soylu, araştırmalarda terörün Türkiye’ye maliyetinin 350 milyar dolar ile 1,2 trilyon dolar arasında olarak tespit edildiğini anlattı.
Soylu, “Terörü tasfiye etme kararlılığımızın ve başarımızın doruğundayız.” ifadesini kullandı.
Demokrasi istismarına müsaade etmemeleri gerektiğinin altını çizen Soylu, kendilerine yapılan sandık ve demokrasi çağrısının, bugüne kadar belediyeleri PKK’ya peşkeş çeken HDP’ye niçin yapılmadığını sordu.
Terörle mücadelenin, “Tavşana kaç, tazıya tut.” ikircikliğiyle sürdürülemeyeceğini vurgulayan Soylu, birilerinin artık kendisine gerçekçi ve samimi bir yol çizmesi gerektiğini söyledi.
Bakan Soylu, “Bu konuda son sözüm, son çağrım şudur, PKK terör örgütünün siyaset ve belediyelerdeki elini çektirmek bir demokrasi zaferidir. Bu ülkenin her evladına yakışan, bu zafere ortak olmak, bu zaferi sahiplenmektir.” diye konuştu.
Soylu, konuşmasının ardından kaymakam adaylarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Programda, İçişleri Bakan yardımcıları Muhterem İnce, İsmail Çataklı, Tayyip Sabri Erdil, İller İdaresi Genel Müdürü Ali Çelik, Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürü Hüseyin Engin Sarıibrahim de hazır bulundu.
“Bunların her birisi uydurulmuştur”
Bakan Soylu, program sonrası gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
“Mardin Büyükşehir Belediyesi bütçesinden devlet büyüklerine yüksek meblağlı özel hediyeler alındığı” iddiasına ilişkin soru üzerine Soylu, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanvekili Vali Mustafa Yaman’ın konu hakkında açıklama yaptığını hatırlattı.
Açıklamada şehri dönem dönem ziyaret eden heyetlere yönelik harcamaların yer aldığını bildiren Soylu, şöyle devam etti:
“Ne devlet adamlarına böyle bir şey yapılır ne de devlet adamları böyle bir şeyi kabul eder. Herkes açık verebilir, bizler açık vermemesi gereken insanlarız. Çünkü çok cepheyle mücadele ediyoruz. Ucuz işlere eğer paçayı kaptırırsak Allah muhafaza bu millet bize bunun hesabını sadece bu dünyada değil, öteki dünyada da sorar.
Bunların her birisi uydurulmuş, icat edilmiş ve maalesef sadece ‘Kara çal belki de izi kalır’ kabilinde yapılan işlerdir. Benimle ve bütün arkadaşlarımla alakalı da bu böyledir. Onun için kimsenin böyle bir şeye ihtiyacı da söz konusu değildir ama buna rağmen sadece bununla alakalı özel bir teftiş yaptırıyorum.”
“Belediyeyi hiç ziyaret etmedim”
Soylu, Mardin Büyükşehir Belediyesini hiç ziyaret etmediğini, sadece bir iftar yemeğine katıldığını ve gençlik merkezine gittiğini belirterek, şunları söyledi:
“Hiç Mardin Büyükşehir Belediyesine gitmedim ama birtakım bu tip meseleleri söz konusu olabilir. Zaten bunların hepsi hem Sayıştay denetimlerinden hem teftişlerden hem de mali denetimlerden geçmektedirler. Böyle bir şeye imkan vermek de doğal olarak mümkün değil. Devlet böyle bir şeye de imkan sağlamaz, vermez, denetimi de böyle bir şeye imkan sağlamaz. Anladığım kadarıyla bu tip karşılamaların bir karşılığı olarak orada devlet büyükleri geldiği zaman da ona yönelik yaptırılmış bir bütçelemedir diye düşünüyorum.”
“THK girdaba girmiş meseledir”
Bir gazetecinin Türk Hava Kurumu (THK) ile Türk Kızılayın eski yöneticileri hakkında bazı usulsüzlüklerle alakalı suç duyurusunda bulunulduğunu hatırlatması üzerine Soylu, “Türk Hava Kurumu meselesi maalesef bir girdaba girmiş meseledir.” dedi.
İçişleri Bakanlığı bünyesinde bulunan Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünce binlerce derneğin denetim ve teftişinin yapılmasının zorunlu olduğuna işaret eden Soylu, gelen ihbar ve şikayetlere hem illerdeki birimlerin hem de merkezi yönetimin seyirci kalmadığını vurguladı.
Soylu, Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl yapılan denetimlerden kaçının mahkemelere suç duyurusu olarak verildiğini bir basın bülteniyle açıkladıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Özellikle kamu yararı olan hem Türk Hava Kurumu hem de Kızılay ile ilgili. Kızılayın 2005-2008-2009, eski döneme yönelik olarak. Fakat Türk Hava Kurumunun yakın döneme kadar birçok usulsüzlüğünü arkadaşlarımız saptadı. Burada bir değerlendirme yapmak isterim. 26 Haziran itibarıyla Türk Hava Kurumunun herhangi bir yönetimi söz konusu değildir. Türk Hava Kurumunun yönetimi boşluktadır. Yöneticileri vardı. Bunların 9’u istifa etti ve geri kalanların da hukuken burayı yönetme kabiliyeti söz konusu değildir, düşmüş durumda duruyor. Mahkemeler devam ediyor. Mahkemeler bir karar verecek ve bu karar çerçevesinde de bu mesele devam edecek. Bu dönem içerisinde yapılan ihbar ve şikayetler üzerine Türk Hava Kurumunun şu son çerçevesinde gelişen olaylarla ilgili de bir denetimi hemen başlattık. Bu denetimler devam eder. Bu denetimler devam ettiği andan itibaren kendine ait bir serencamı, süreci vardır. Bu süreç içerisinde zamanında yapılmıştır.”
Süleyman Soylu, THK’ye yönelik soruşturmanın İzmir’de meydana gelen yangınla bir ilgisi olup olmadığına ilişkin soruya, “Ne İzmir yangınıyla ne başka bir yangınla alakası var ama burada zaten bir yönetimsel problem var.” yanıtını verdi.