“Korkak kelimelerden oluşan bir lügatı olanlar, Türkiye’nin mücadelesinden bir cümle bile anlamayacaktır.”
Aziz Milletimizin özgürlük savaşında kazandığı en büyük zaferlerden biri olan 30 Ağustos Zaferi’nin 102. yılının coşkusunu yaşıyoruz.
Bugün olduğu gibi 102 yıl önce de bu cennet vatan sömürgecilerin ve emperyalistlerin hedefi olmuş, tüm güçleriyle kendi hükümranlıkları için topyekûn bir ülkenin varlığına ve özgürlüğüne tasallut etmişlerdi. Ama bu aziz milletin özgürlüğü için neler yapabileceğini; fedakarlığını, imanını ve azmini hesaba katmamışlardı.
İşte bu kahraman milletin mücadelesi ve bu mücadelenin taçlandığı 30 Ağustos Zaferi, 102 yıldır sadece bize değil emperyalistlere karşı mücadele eden tüm mazlum milletler için bir rehber olmuştur.
Bu zaferin üstünden tam 102 yıl geçti. Bu sürede de çok şey değişti ama bazı şeyler aynı kaldı. O emperyalist iştah, o sömürgeci anlayış, o güçlü olanın güçsüz olana her türlü müdahaleyi ve muameleyi yapabileceği sanrısı değişmedi. Diğer taraftan; bu topraklardaki yedi düvelin baskısına boyun eğmeyen milli direniş ruhu, bağımsızlık aşkı, milli iradeye olan sadakat, aziz milletimizin feraseti ve fedakarlığı da değişmedi.
İşte bu değişmezler; bizi bugün de enstrümanları değişse bile benzer bir mücadele içine sokmaktadır. 102 yıl önce devşirme askerleriyle, tüfekleriyle, toplarıyla bu topraklardaydılar. Bugün ise taşeronlaştırdıkları teröristlerle, siyasi piyonlarıyla, ekonomik enstrümanlarıyla, satın aldıkları çıkar gruplarıyla tutunmaya çalışıyorlar.
Nasıl ki 102 yıl önce hesaba katmadıkları 30 Ağustos ruhu, o ruhun sahibi bu aziz millet ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliği onları bozguna uğrattıysa; bugün de hala ilk günkü gibi canlı olan aynı ruh ve o ruha komutanlık eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yine tüm bu hesapları bozguna uğratmaktadır.
Bilinmelidir ki zaman geçse de tarih değişse de o ruh hep canlı kalacak ve aziz milletimizin feraseti, cesareti ve vicdanı özgürlüğümüzün ilelebet garantisi olmaya devam edecektir.
Bu vesileyle ortaya koydukları onurlu mücadele ile bize hem bir gelecek hem de onurlu bir insanlık davasını bir miras olarak bırakan başta büyük zaferin komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, o doğum gününün tüm komutanlarını, şehit ve gazilerini rahmet ve şükranla anıyor, aziz milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum.