AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı Süleyman Soylu, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde gerçekleştirilen ”28 Şubat’tan Türkiye’ye Bakmak” konferansında yaptığı konuşmada, ülkelerin tarihlerinde ders çıkarılacak bazı günler olduğunu söyledi.
Karlofça Antlaşması ile başlayan gerileme döneminin Cumhuriyet döneminde de devam ettiğini, bu dönemde yaşanan bazı olaylarının ”ötekileştirmeye” neden olduğunu savunan Soylu, 1950-1960 arasındaki gelişimin ardından yaşanan darbelerin ve müdahalelerin Türkiye’ye hizmet etmek isteyen binlerce insana engel olduğunu, yükselmek isteyen topluma ”Biraz daha beklemelisin” mesajı verildiğini kaydetti.
Türkiye’nin dünyada yaşanan bazı fırsatları, müdahaleler nedeniyle ıskaladığını ifade eden Soylu, 28 Şubat’ın da bu olaylardan biri olduğunu anlattı.
Soylu, 28 Şubat’ın sadece Türkiye içi bir iktidar mücadelesinin adı olmadığını ifade ederek, ”28 Şubat seçkinlerin ülkenin halklarını ‘sürekli sürünen bir yapı’ olarak görmesinin de adı değildir. Niçin sermaye 28 Şubat’ta Türkiye’nin demokrasisinin, özgürlüklerinin gelişmesinin önüne büyük anlamda set çekmiştir. Niçin 28 Şubat’ta askeri bürokrasi sermayenin bu anlayışına ciddi bir şekilde alet olmuş ve içinden çıktığı toplumla karşı karşıya gelecek şekilde bir cinnetin içerisinde girmiştir” diye konuştu.
”28 Şubat sürecinde daha iyi mühendislik, planlama yapıldı”
28 Şubat’ın 1960 darbesi, 1971 muhtırası ve 1980 darbesinden çok daha başarılı şekilde yürütüldüğünü ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
”28 Şubat sürecinde daha iyi mühendislik, planlama yapıldı. ‘Bin yıl sürecek’ denilmesinin nedeni tesadüf değildir. Biz bin yıldır bu topraklardayız. Biçilen rol ve kaftan ‘Siz bin yıldır bu toprakların içerisindesiniz. Malazgirt’ten bugüne kadar din, kültür, gelenek ve etnik grupları ile birlikte kardeşlik içerisinde yaşıyorsunuz. Biz sizin geleceğini yeniden planlıyoruz, inşa ediyoruz, yeniden restorasyon haline sokuyoruz’ demektir. 28 Şubat, ‘Sizden yeni bir millet oluşturacağız’ demenin adıydı.”
28 Şubat’ın 1960 darbesi ile başlayan, 1980 darbesi ile devam ettirilen ”Türk milletinin bin yıllık tarih kodlarının değiştirmeye çalışmanın” adı olduğunu kaydeden Soylu, aynı zamanda 28 Şubat’ta Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğunun yaşandığını ve ülkenin IMF’ye muhtaç edildiğini vurguladı.
28 Şubat zihniyetinin geçmişte de olduğunu dile getiren Soylu, ”Bu mücadele 1900’lü yıllarda ahlakçı gelenek ile İttihatçı gelenek arasındaki mücadeledir. Terakkiperver ile Cumhuriyet Halk Fırkası arasındaki mücadeledir. Serbest Fırka ile CHP arasındaki mücadeledir. DP ile CHP arasındaki mücadeledir. AP ile CHP arasındaki mücadeledir. ANAP ile CHP arasındaki mücadeledir. AK Parti ile CHP arasındaki mücadeledir. Yani bir zihniyet mücadelesidir” şeklinde konuştu.
”Bu babalar gibi bir darbedir”
”28 Şubat’ta yapılanların tamamı demokrasi gasbının ötesinde bir insanlık suçudur” diyen Soylu, şöyle devam etti:
”Eğer siz bir öğretim üyesini, bir öğretmeni okula girerken, kapıya gelene kadar taşıdığı başörtüsünü bir şekilde başından çıkarmaya zorlarsan, onu içeride öğrencisine kendisini çift kişilikli bir halde eğitim vermeye zorlama anlayışı içerisine koyarsınız. Birileri diyor ki ‘bu darbe değildir’. Çok açık söylüyorum, bu babalar gibi bir darbedir. Tam anlamıyla bir darbedir. 71 muhtırası ile bunu kıyaslamak vicdansızlıktır. Tarihe haksızlıktır. Tarih bilmezliktir. 71 muhtırasında siyasi parti kapatılmamıştır. 28 Şubat’ta bir siyasi parti kapatılmış, hükümet alaşağı edilmiştir. Milletvekilleri korkutulmuştur. Onlara kasetler gösterilmiştir.”
28 Şubat’ın felaketlerinin yanı sıra tek hayrının bulunduğunu belirten Soylu, şunları söyledi:
”28 Şubat, bu milleti bir arada tutma sürecinin en önemli başlangıçlarından biridir. 1960’da milleti idamlarla korkuttular. Bir kez daha korkutmaya karar verdikleri süreç 28 Şubat’tır. Siyasi düşünceleri ve siyasi anlayışları ne olursa olsun biraz önce bahsettiğim o milletine inanan, öz güvenini kendi inşa etmeyi bu ülkenin en temel kazancı olarak gören anlayış, Türkiye’yi yarına ait çok önemli bir sürece doğru götürmektedir. Bu çok önemli bir şekilde sağlamaktadır.”
Soylu, rövanşist bir anlayışta olmadıklarını, 28 Şubat’ı yarına ve hukuka havale ettiklerini sözlerine ekledi.
Bu arada konferanstan önce Süleyman Soylu, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu’nu makamında ziyaret etti.